mc limon
Uzun süredir oyunlardan uzak kalmış biri olarak, monster abra a5 modellerinden birini almak istiyorum. Kullandığınız yada önereceğiniz model var mı?( max 4000 civarlarında para vermek istiyorum) i7 şart mı, ssd gerekli mi, 8 gb ram yeterli mi ayrıca cevaplarsanız sevinirim .
Uzun süredir oyunlardan uzak kalmış biri olarak, monster abra a5 modellerinden birini almak istiyorum. Kullandığınız yada önereceğiniz model var mı?( max 4000 civarlarında para vermek istiyorum) i7 şart mı, ssd gerekli mi, 8 gb ram yeterli mi ayrıca cevaplarsanız sevinirim .
0
bence pc toplamanız daha performansa yönelik bir hareket olur. gtx 1070 li bir canavar toplanır o paraya .
0
ev dışında oynamazsanız masaüstü alın. yoksa da i7 şart, ssd gerekli, 8gb yeterli ama 16 daha iyi olur.
0
masaüstü +1000
i7 olursa güzeldir ama 16 gb ram artık standart haline geldi gibi bir şey. benim 4 sene önce aldığım laptopumda 16 gb ram var. o zaman için çok iyiydi ama aradan 3 - 4 sene geçti.
yine de tekrar edeyim, performans açısından laptop masaüstünden geri kalır. aradan 2 sene geçtikten sonra masaüstünü upgrade ile bir iki sene daha düzgün şekilde kullanabilirsiniz ama dizüstünde bu imkan neredeyse hiç yok. eğer anakart uygunsa belki ram i yükseltirsiniz o kadar. ayrıca dizüstünde özellikle yazın ısınma sorunları performans kaybına sebep olur. performans kaybı ilk yıl yaşamazsınız ama sonrasında cayır cayır hissedersiniz :) oyun için kesinlikle ya konsol yada masaüstü.
i7 olursa güzeldir ama 16 gb ram artık standart haline geldi gibi bir şey. benim 4 sene önce aldığım laptopumda 16 gb ram var. o zaman için çok iyiydi ama aradan 3 - 4 sene geçti.
yine de tekrar edeyim, performans açısından laptop masaüstünden geri kalır. aradan 2 sene geçtikten sonra masaüstünü upgrade ile bir iki sene daha düzgün şekilde kullanabilirsiniz ama dizüstünde bu imkan neredeyse hiç yok. eğer anakart uygunsa belki ram i yükseltirsiniz o kadar. ayrıca dizüstünde özellikle yazın ısınma sorunları performans kaybına sebep olur. performans kaybı ilk yıl yaşamazsınız ama sonrasında cayır cayır hissedersiniz :) oyun için kesinlikle ya konsol yada masaüstü.
0
www.sinerji.gen.tr
Bence bundan al geç. Lan partilere gidiyor hafif ve küçük. Estetik. Her türlü götürür seni.
Bence bundan al geç. Lan partilere gidiyor hafif ve küçük. Estetik. Her türlü götürür seni.
0
Ssd oldukça bilgisayarın açılış kapanış süresini azalttı.
Dışarıda kullanacaksan laptop ve adaptör ağırlıkları önemli
Almışken i7 olsun
Ekran kartı önemli oyun için
Dışarıda kullanacaksan laptop ve adaptör ağırlıkları önemli
Almışken i7 olsun
Ekran kartı önemli oyun için
0
Monster kullanıyorum, 4 sene falan oldu. Kullandığım modelleri oyun için değil de ağır yüklü 3 boyutlu çizim, modelleme vs gibi programlar için kullanıyorum ve gayet memnunum. Kullanıcı desteği, müşteri hizmetleri açısından gayet iyiler, o yüzden tavsiye ederim.
Ben en son alalı bayağı bir zaman geçti, doları falan da hesaba katarsak fiyatları hakkında pek bilgim yok, lakin en az 8 gb, i7 ve gtx950 ekran kartı civarı bir şey olursa sıkıntı çekeceğini zannetmem. Ssd de olsun ayrıca, çok fark ediyor.
Ben en son alalı bayağı bir zaman geçti, doları falan da hesaba katarsak fiyatları hakkında pek bilgim yok, lakin en az 8 gb, i7 ve gtx950 ekran kartı civarı bir şey olursa sıkıntı çekeceğini zannetmem. Ssd de olsun ayrıca, çok fark ediyor.
0
deadwampir
Alttaki linkte bir video var. Buzluktan alınan balık suya koyunca bir süre sonra canlanıyor. Bilimsel açıklaması var mı olayın yoksa film hilesi mi?https://www.facebook.com/www.Ahmet.ERM/videos/1412227355473379/?pnref=story
Alttaki linkte bir video var. Buzluktan alınan balık suya koyunca bir süre sonra canlanıyor. Bilimsel açıklaması var mı olayın yoksa film hilesi mi?
www.facebook.com
www.facebook.com
0
Hile değil bir tür kurbağalarda böyle donup çözülüyor. Kutupta yaşayan bir tırtılda aynen böyle. Donuyor, bahar gelince canlanıyor. Beslenmeye başlıyor. Böyle böyle 14 sene sonra kelebek olabilmeyi başarıyor. Bilimsel açıklamasını bilmiyorum. Belgesellerden kalmış aklımda.
0
mete kudur
çıldıraciğim. İngilizce öğrenme üzerine yazılmış tonla kitap okudum, kendimce geliştirdiğim ingilizce nasıl çalışılır algoritmam var ve bence kusursuz, yanımdaki yamacımdakilere de soruyorum, kursa gidenleri destekliyorum ama şu durumdayım;ilkokul 2.sınıftan itibaren dil eğitimi veren okulda okudumd
çıldıraciğim. İngilizce öğrenme üzerine yazılmış tonla kitap okudum, kendimce geliştirdiğim ingilizce nasıl çalışılır algoritmam var ve bence kusursuz, yanımdaki yamacımdakilere de soruyorum, kursa gidenleri destekliyorum ama şu durumdayım;
ilkokul 2.sınıftan itibaren dil eğitimi veren okulda okudum
devamında anadolu liselerinin anadolu lisesi olduğu zamanda anadolu lisesinde okudum
eğitim dili %bilmem kaçı ingilizce olan üniversiteden mezun oldum
Birçok yabancı meslektaşla çalıştım
Evde tonla yardımcı kaynak var;
Ama ortaokulda sınıf sonuncusu olan kız bildiğin çatır çatır ingilizceyi kullanırken, ben dota2'de bile ''r u russian'' cevapları alıyorum. ingilizcem berbat ötesi. (olmasa daha iyi)
temel problemlerimden bazıları; daha önce çalıştığım kaynak (mesela english grammer in use olsun adı bunun ilk 20 ünitesini geçtiysem o kitaba tekrar başlayamıyorum. çünkü ilk 20 üniteyi unutmuş oluyorum devam edemiyorum, ilk 20 üniteye de dönemiyorum bende o irade yok)
memrise, duolingo gibi programlarda çalışmayı denedim ama bi' işe başladığımda şu matematiği kullanıyorum
kaç aşama var 273 bugün kaç aşama geçtim 8 o zaman 273/8 = 35 küsür oohooo daha 1 ayda anca bitecek bu çok uzun diyip devam edemiyorum, ya da sıkılıyorum. bi' bakıyorum ''ahanda 13 gündür memrise çözmedik gitti bizim puanlar'' diyorum (orada da haftanın birincisine oynuyordum,telef olduk)
Yani dile maruz kalmak gerekli ama, içinde bulunduğum durumlar gereği maruz kalamıyorum. bir de artık yurtdışında çalışmak filan istemiyorum, yaş kemale erdi; geçende bi' arkadaşımla paylaştım bu yaştan sonra kitaptan ingilizce mi öğrenilir hayatı pis kaçırmışız (bkz: hayatı kaçırmak) dedim, bir sürü bahane sundu bana.
Siz naptınız, nasıl öğrendiniz bu dili. (neden lazım olduğu konusunda tonla çıkarımımım var en basiti entelektüel haz, herşey ingilizce lan şu hayatta)
ilkokul 2.sınıftan itibaren dil eğitimi veren okulda okudum
devamında anadolu liselerinin anadolu lisesi olduğu zamanda anadolu lisesinde okudum
eğitim dili %bilmem kaçı ingilizce olan üniversiteden mezun oldum
Birçok yabancı meslektaşla çalıştım
Evde tonla yardımcı kaynak var;
Ama ortaokulda sınıf sonuncusu olan kız bildiğin çatır çatır ingilizceyi kullanırken, ben dota2'de bile ''r u russian'' cevapları alıyorum. ingilizcem berbat ötesi. (olmasa daha iyi)
temel problemlerimden bazıları; daha önce çalıştığım kaynak (mesela english grammer in use olsun adı bunun ilk 20 ünitesini geçtiysem o kitaba tekrar başlayamıyorum. çünkü ilk 20 üniteyi unutmuş oluyorum devam edemiyorum, ilk 20 üniteye de dönemiyorum bende o irade yok)
memrise, duolingo gibi programlarda çalışmayı denedim ama bi' işe başladığımda şu matematiği kullanıyorum
kaç aşama var 273 bugün kaç aşama geçtim 8 o zaman 273/8 = 35 küsür oohooo daha 1 ayda anca bitecek bu çok uzun diyip devam edemiyorum, ya da sıkılıyorum. bi' bakıyorum ''ahanda 13 gündür memrise çözmedik gitti bizim puanlar'' diyorum (orada da haftanın birincisine oynuyordum,telef olduk)
Yani dile maruz kalmak gerekli ama, içinde bulunduğum durumlar gereği maruz kalamıyorum. bir de artık yurtdışında çalışmak filan istemiyorum, yaş kemale erdi; geçende bi' arkadaşımla paylaştım bu yaştan sonra kitaptan ingilizce mi öğrenilir hayatı pis kaçırmışız (bkz: hayatı kaçırmak) dedim, bir sürü bahane sundu bana.
Siz naptınız, nasıl öğrendiniz bu dili. (neden lazım olduğu konusunda tonla çıkarımımım var en basiti entelektüel haz, herşey ingilizce lan şu hayatta)
0
Ben de anadolu lisesinde okudum ama onun pek bir faydasi olmadi. Tomere gitmistim lisede. O temel oldu. Online oyunlarda 7/24 kullanarak gelistirdim. Üstüne ev arkadaslarimi hep yabancı sectim. Daha da gelistirmek istesem tvyi ingilizce olarak izlerdim. Ispanyol bir ev arkadasim Turkceyi oyle ogrendigini soylemisti ki catir catir konusuyordu.
0
Ben de ayni senin gibi okullarda okudum ve ogrendim ama asıl is hayatinda yabancılarla diyalog halinde olmak ilerletti ingilizcemi. Sen kitaplara fazla bogulmussun ve onlardan alacagin bir şey kalmamis, pratik eksigin var kesinlikle
0
Anadolu Lisesi + Forumlar + Filmler + Muzikler + Yabanci Arkadaslar + Parasizken bile yurt disi gezileri
Hayatimin sonuna geldigimde ne yaptim diye dusundugumde iPhone ya da yeni koltuk takimi pesinde kostum demek istemiyorum. Komsularimin ya da kuzenlerimin nasil arabalari olduklari beni ilgilendirmiyor, sirt cantami alip hostellerde kalip az parayla geziyorum. Zaten bilmem kac dilden kelimeler var aklimda. Kac ulkeden arkadasim var oturup sayamam bile. Dil ogreniminde en fazla bunun etkisi oldu.
Hayatimin sonuna geldigimde ne yaptim diye dusundugumde iPhone ya da yeni koltuk takimi pesinde kostum demek istemiyorum. Komsularimin ya da kuzenlerimin nasil arabalari olduklari beni ilgilendirmiyor, sirt cantami alip hostellerde kalip az parayla geziyorum. Zaten bilmem kac dilden kelimeler var aklimda. Kac ulkeden arkadasim var oturup sayamam bile. Dil ogreniminde en fazla bunun etkisi oldu.
0
En büyük yardımcı oyunlar, film ve diziler. Kitaplardan ve kurslardan öğrendiğiniz bilgiler hep teorik.
0
aynı problem bende de var(sanırım bir çoğumuzun ortak problemi). özellikle iş durumu çok etkiledi ve hiç çalışmamaya başladım. yeniden başlamak sanki dünyanın en zor işi gibi geliyor.
dizi film izlenmedik şey kalmadı. ancak profesyonel anlamda bu dili kotarmak için ne yapmalı?
dizi film izlenmedik şey kalmadı. ancak profesyonel anlamda bu dili kotarmak için ne yapmalı?
0
Özel lisedeydim. İngilizce hazırlık okudum + matematik ve fen dersleri ingilizceydi. Haftada 22 saat ingilizce görüyorduk. O okuldan ingilizce dışında bir şey öğrenemedim ama ingilizceyi kafama vura vura öğrettiler. 5 yıllık üniversite hayatımda hiç ingilizce dersi almadım/çalışmadım ama sürekli yabancılarla beraberdim. Turistleri çok gezdirdim baya yabancı arkadaşım oldu onlardan da çok şey öğrendim falan filan.
0
Dilin yetenek meselesi olduğunu düşünüyorum. Ortaokulda başladım İngilizce öğrenmeye, sınıfın en iyisiydim. Lisede şehrin en kaliteli Anadolu lisesinde okudum, sıkı bir hazırlık sınıfı ve öğreten kişi sayesinde ilerlettim dili. Bununla birlikte beraber hazırlık okuduğum arkadaşlar dilde berbattı, benden kopya çekerdi sınavlarda ve onların dili hiçbir zaman iyi olmadı; aynı dersleri gördük ama onların dil yeteneği yoktu işte. Sonra dizi, film, müzik çok şey kattı dilime; en etkilileri bunlar oldu hatta. Hayatımda tek bir kere kursa gitmedim İngilizce öğrenmek için ama eğitim dili İngilizce olan bölüm bitirdim, İngilizce tez yazdım. Çok süper olduğumu idfia etmiyorum kesinlikle ama bana yetiyor elimde olan. Dediğim gibi dile yetenek meselesi bu, olmayınca olmuyor.
0
ilköğretim boyunca klasik devlet okulu ingilizce eğitimi aldım. ortaöğretimi birinci yabancı dili ingilizce olmayan memleketin iyi liselerinden birinde okudum ve lise sona kadar ingilizce bilmiyordum. hatta öğrenemeyeceğimi, yeteneğim olmadığını iddia ediyordum (biliyorum, biraz sorunluyum). fakat lise sona geldiğimde birden anlayabildiğimi, ufak ufak da konuşabildiğimi fark ettim. çünkü liseye başladığımdan beri deli gibi yabancı dizi izliyordum, çoğunlukla da ingiliz dizileri. o dizilerle üniversite hazırlığı atladım. okulum da ingilizce eğitim verdiği için şu an baya çatır çatır konuşuyorum sanırım.
0
Iyi bir ilkokul ve liseye gitmeme rağmen ikisinin de dil için verdiği eğitimin üzerimde pek bir işe yaradığını söyleyemem ben de. Ama şunu diyebilirim ki, ilkokulda öğrendiğimiz basit kalıplarla, fiillerin öznelere göre çekimlerini öğrenerek, geçmiş zamanın, gelecek zamanın farkını öğrendikten sonra gerisi geldi.
Nasıl geldi diye soracak olursan çok klişe olacak ama gerçekten film, dizi ve oyunlarla. Çok fazla oyun oynayan ve dizi izleyen bi çocuktum, dizileri ingilizce alt yazılı izlerdim evdeki dvd den, ataride oynadığım oyunlarda da verilen görevlerde ne yapmam gerektiğini öğrenmek için ikide bi sözlük açıp bakardım mesela oyunu/diziyi durdurup. Benim tavsiyem de bundan farksız olmaz herhalde ki, ilkokul ve lise yıllarımda bu taktiklerle öğrendiğim İngilizce'yle üniversitede bölümümün %100 İngilizce kısmını kazandım, gayet de işe yaradığını düşünüyorum.
Şunu da söyleyeyim ama, İngilizce'ye maruz kaldığım alanlardan dolayı pek gramer de bilmem. Akıcı konuşmak ve yazmak bir yana, bazen arkadaşlarım "Şunu noun kullanarak present perfect continuous tense'e çevirsene" dediklerinde "Ha?" diye kalıyorum mesela.
Nasıl geldi diye soracak olursan çok klişe olacak ama gerçekten film, dizi ve oyunlarla. Çok fazla oyun oynayan ve dizi izleyen bi çocuktum, dizileri ingilizce alt yazılı izlerdim evdeki dvd den, ataride oynadığım oyunlarda da verilen görevlerde ne yapmam gerektiğini öğrenmek için ikide bi sözlük açıp bakardım mesela oyunu/diziyi durdurup. Benim tavsiyem de bundan farksız olmaz herhalde ki, ilkokul ve lise yıllarımda bu taktiklerle öğrendiğim İngilizce'yle üniversitede bölümümün %100 İngilizce kısmını kazandım, gayet de işe yaradığını düşünüyorum.
Şunu da söyleyeyim ama, İngilizce'ye maruz kaldığım alanlardan dolayı pek gramer de bilmem. Akıcı konuşmak ve yazmak bir yana, bazen arkadaşlarım "Şunu noun kullanarak present perfect continuous tense'e çevirsene" dediklerinde "Ha?" diye kalıyorum mesela.
0
basubadelmevt
4 ay boş olsanız ne yaparsanız? İş yok, okul yok. Tamamen boşluk. İstanbulda oturduğunuzu varsayalım. 15 kitap,10 film var izleyeceğim bunlar cepte. Her gün havuza gidilecek, bu da tamam. Başka neler yapılabilir? Her hafta bir müze gezilebilir belki. Ya da bir semt belirleyip tamamen yürüyerek keşfe
4 ay boş olsanız ne yaparsanız? İş yok, okul yok. Tamamen boşluk. İstanbulda oturduğunuzu varsayalım. 15 kitap,10 film var izleyeceğim bunlar cepte. Her gün havuza gidilecek, bu da tamam. Başka neler yapılabilir? Her hafta bir müze gezilebilir belki. Ya da bir semt belirleyip tamamen yürüyerek keşfetmek. Size neler cazip geliyor?
0
Vaktimin büyük bölümünü spora ayırırdım. Öğrenmek istediğim bir uğraş için eğitim alırdım.
0
Yani bu 4 ayın sonunda iş varsa gezerdim, bi hafta kapadokyada, bi hafta karadenizde falan takılırdım. Yok okul boşluğuysa, staj arardım.
0
chicha
Göz muayenesi öncesinde ölçüm yapıldı, doktor hiç bakmadı bile bu kağıda.Görüşümde bir sorun yok, değerler de küçük ama merak ettim. Nasıl yorumlamalı bu sonucu?https://i.hizliresim.com/29Qvod.jpg
Göz muayenesi öncesinde ölçüm yapıldı, doktor hiç bakmadı bile bu kağıda.
Görüşümde bir sorun yok, değerler de küçük ama merak ettim. Nasıl yorumlamalı bu sonucu?
i.hizliresim.com
Görüşümde bir sorun yok, değerler de küçük ama merak ettim. Nasıl yorumlamalı bu sonucu?
i.hizliresim.com
0
Sağ gözünüzde az miktarda hipermetrop, yani yakını görememe, sol gözünüzde de az miktarda miyop, yani uzağı görememe var. Bu derecelerdeki miyop veya hipermetrop hastalarında gözlük takmaya gerek yoktur genelde. Lakin iki gözünüzde de astigmat var biraz, bu da uzak yakın farketmeksizin gözün bulanık görmesi gibi bir şey oluyor. Onun sağındaki değer de astigmatın derecesiyle alakalı bir değer.
Bence şu durumda astigmattan sıkıntı çekersiniz gibi duruyor ama o da az miktarda zaten, bulanıklık rahatsız edici derecede ise gözlük takabilirsiniz. Ama öyle çok kötü bir bozukluk yok gibi.
Doktor değilim ama kendi bildiklerimle de anlatmaya çalıştım, onu da söyleyeyim.
Bence şu durumda astigmattan sıkıntı çekersiniz gibi duruyor ama o da az miktarda zaten, bulanıklık rahatsız edici derecede ise gözlük takabilirsiniz. Ama öyle çok kötü bir bozukluk yok gibi.
Doktor değilim ama kendi bildiklerimle de anlatmaya çalıştım, onu da söyleyeyim.
0
nigeo
her şey olur.sadece deniz, su sporu, havuzla ilgisi olmasın.suya temas etmek istemiyorum.tabii ki çok masraflı olmazsa iyi olur.mersi.
her şey olur.
sadece deniz, su sporu, havuzla ilgisi olmasın.
suya temas etmek istemiyorum.
tabii ki çok masraflı olmazsa iyi olur.
mersi.
sadece deniz, su sporu, havuzla ilgisi olmasın.
suya temas etmek istemiyorum.
tabii ki çok masraflı olmazsa iyi olur.
mersi.
0
hobiler ilk başta masrafsız gibi görünse veyahut masrafsız bir şekilde başlasa bile bir yerden sonra illa ki masraflı oluyor bence. çünkü sürekli araştırma, geliştirme ister her hobi. bir süreden sonra hep aynı giderse de insanın canını sıkar, hobi olmaktan çıkar.
bence kesinlikle bir müzik aleti öğrenin, başlangıç için ucuzundan bir şey alın, gitar olur, mızıka olur, flüt olur, ne olursa. sabırlıysanız eğer tabi. lakin dediğim gibi, müzik de bir süreden sonra zengin sporuna dönebilir.
bence kesinlikle bir müzik aleti öğrenin, başlangıç için ucuzundan bir şey alın, gitar olur, mızıka olur, flüt olur, ne olursa. sabırlıysanız eğer tabi. lakin dediğim gibi, müzik de bir süreden sonra zengin sporuna dönebilir.
0
kaykay olabilir. kamyoncunun dediği gibi mızıka da olabilir, kaliteli bir mızıka 50 tl falan. çok iyi bence.
0
Bahçecilik olabilir. Yani illa bahçeniz olmasına gerek yok tabii, balkon, teras, vs. ya da evin içinde bir alan olsa yeter. Hem toprakla uğraşmak güzel bir enerji verir, hem de bir devamlılığı var. Domates, çilek falan gibi meyve/sebze veren bitkiler dikince bir beklenti içine giriyor insan, ürün elde etmek motive edici olabilir.
0
Analog veya dijital fotograf: Fakat tabii ki cok masrafli.
Resim: Kullanacagin malzemelere gore degisir masrafi ama ortaya bir eser cikarmak ve tamamen senin ruhunun izlerini tasimasi inanilmaz keyifli.
Ukulele: Beatles sarkilari calabilene huzur verir. Mizikayla da sahane olur. Ses falan kaydedersin. Cok guzel olur yaa!
Puzzle: Bence biraz sikici :D
Paten: Kaykaydan endiseliyseniz bunda da sakatlanma ihtimalini dusunmek lazim tabii.
Scrapbooking: Bence baya keyifli ama biraz girly gelebilir sevmiyorsaniz.
Marangozumsu, tahta isleri: Basta masrafli olabilir ama ilerledikce mobilyalarinizi bile yapabilirsiniz.
Origami: Insani cildirtir! Ama cok ucuz :D Becerebilince sonunda mutlu ediyor ama. Bir de matematiksel dusunmeyi gelistiriyor diye dusunuyorum.
Yeni bir dil ogrenmek: Internet sayesinde artik cok kolay ve pragmatik tarafi var.
Bunlari cesitli zamanlarda yapmayi denedim/yapiyorum. Herhangi biri hakkinda sorunuz olursa yardimci olmaya calisirim.
Resim: Kullanacagin malzemelere gore degisir masrafi ama ortaya bir eser cikarmak ve tamamen senin ruhunun izlerini tasimasi inanilmaz keyifli.
Ukulele: Beatles sarkilari calabilene huzur verir. Mizikayla da sahane olur. Ses falan kaydedersin. Cok guzel olur yaa!
Puzzle: Bence biraz sikici :D
Paten: Kaykaydan endiseliyseniz bunda da sakatlanma ihtimalini dusunmek lazim tabii.
Scrapbooking: Bence baya keyifli ama biraz girly gelebilir sevmiyorsaniz.
Marangozumsu, tahta isleri: Basta masrafli olabilir ama ilerledikce mobilyalarinizi bile yapabilirsiniz.
Origami: Insani cildirtir! Ama cok ucuz :D Becerebilince sonunda mutlu ediyor ama. Bir de matematiksel dusunmeyi gelistiriyor diye dusunuyorum.
Yeni bir dil ogrenmek: Internet sayesinde artik cok kolay ve pragmatik tarafi var.
Bunlari cesitli zamanlarda yapmayi denedim/yapiyorum. Herhangi biri hakkinda sorunuz olursa yardimci olmaya calisirim.
0
bahçecilik harika bana yahu. güzel terasım da var. nerden başlayacağımı bilmiyorum sadece.
dil, pazıl, paten, origami istemem.
masada oturup yapmaktansa sokağa çıkmalı olsa daha iyi tabii.
dil, pazıl, paten, origami istemem.
masada oturup yapmaktansa sokağa çıkmalı olsa daha iyi tabii.
0
uyusam iyi olur
aranızda üniversite hocalarıyla samimi olanınız var mı? mesela odasına falan gidip espriler şakalar yaptığınız.
aranızda üniversite hocalarıyla samimi olanınız var mı? mesela odasına falan gidip espriler şakalar yaptığınız.
0
Tabi ki, bazilari elbette ego patlamasi yasayan tipler degil. Ama bu insanlar ne yazik ki doktorasini yurt disinda yapmis, onlardan cok sey ogrendigimiz, dersleri 10 yil sonra da aklimizda kalan insanlar, genelde de torpille falan universitede is bulmayan kisiler. Ne yazik ki diyorum bilmem hangi cemaatin, orgutun, politikacinin kicini yalayip is bulanlar boyle akilli, iyi, alcak gonullu insanlar degil.
0
Benim 2 hocam vardı böyle, enseye şaplak g parmak değildi ama gidip muhabbet edebilecek düzeydeydik.
0
Bizim bolumde iki uc hoca haric geneli boyleydi. Mezun olali iki sene oldu, twitterda instagramda ozelden sakalasiyoruz hala birkac tanesiyle, Homecomingde karsilasinca gulusuyoruz.
0
danışman hocamla öyleyiz. şu hayatta tanıştığım için mutlu olduğum nadir insanlardandır.
0
öğrencilerle aram ne kadar yoksa hocalarla o kadar iyi.
okula pek gitmediğim için haliyle pek görüşemiyorum ama gitseydim verdiğin örneği de aşardım.
okula pek gitmediğim için haliyle pek görüşemiyorum ama gitseydim verdiğin örneği de aşardım.
0
hazırlıktan 2 hocam var bu sekilde. hala son derece iyi aramız, dısarda falan da gorusuruz hatta
0
İki tane hocam var bu şekilde şu an. İkisi de aynı zamanda şimdiye kadar gördüğüm kendini en fazla geliştirmiş akademisyenler olabilir. Beraber yemek yemişliğimiz, gerek bölüm, meslek hakkında gerek hayat hakkında sohbet ettiğimiz hep oluyor.
Ayrıca böyle olması için enseye şaplak şeklinde olması da gerekmiyor, ortamda aynı zamanda hem saygı hem de samimiyet olabiliyormuş, ben de öğrendim bu şekilde.
Ayrıca böyle olması için enseye şaplak şeklinde olması da gerekmiyor, ortamda aynı zamanda hem saygı hem de samimiyet olabiliyormuş, ben de öğrendim bu şekilde.
0
sizlere o kadar özendim ki şu an. benim de çok sevdiğim bir hocam var derslerine büyük bir hevesle girdiğim. keşke daha yakın olsam muhabbetimiz olsa diye içimden geçiriyorum her seferinde. Ama bende hocalarla samimi olamama sorunu var aşamadım bir türlü.
0
Şöyle diyeyim, benim yakın olduğum hocalarım ile aramdaki soğukluğun, yanlarına gidip genelde dersler hakkında soru sormamla beraber yavaş yavaş yok olduğunu görmemle beraber daha da fazla iletişim halinde kalmamızla devam etti. Belki siz de bu şekilde geliştirebilirsiniz ilişkilerinizi.
Ama şunu da söylemeliyim ki bazı hocalarım da vardı ki gayet sıcakkanlı, samimi fakat kendileri ve öğrencileri arasına belli bir sınır koyuyorlardı, belli bir noktadan sonrasına gitmezlerdi ama yine de gördüğümüz zaman selamlaşabilirdik. Bu şekilde hocalar da var, siz yakın olmak istersiniz ama olamazsınız, gibi...
Ama şunu da söylemeliyim ki bazı hocalarım da vardı ki gayet sıcakkanlı, samimi fakat kendileri ve öğrencileri arasına belli bir sınır koyuyorlardı, belli bir noktadan sonrasına gitmezlerdi ama yine de gördüğümüz zaman selamlaşabilirdik. Bu şekilde hocalar da var, siz yakın olmak istersiniz ama olamazsınız, gibi...
0
bizim okul kalabalıktı, hocaların sayısı fazla olduğu için en fazla 3-5 saat falan görüyorduk senede. o yüzden olmadı.
0
@Kamyoncunun vitesi evet sen demeden önce aklıma geldi aslında, belki hoca mesafeli davranabilir.
0
@imelih sanırım tanıdığınız yalaka bir tip var sizde ondan bahsettiniz. Benim dediğim yalakalık değil gerçekten sevdiğimiz, muhabbet kurabileceğiniz hocalarla olan ilişkiden bahsediyorum.
0
Okey falan oynuyoruz.haftasonları da mangalda ya da gezmeye.
Benim ki yüksek lisans ama aynı okulda lisanstayken de buna yakın samimiydim, gezmeler tozmalar maça gitmeler normal bu durumdu.
Benim ki yüksek lisans ama aynı okulda lisanstayken de buna yakın samimiydim, gezmeler tozmalar maça gitmeler normal bu durumdu.
0
john
hani üzerine yatarsınız da , uyanınca öyle boşluğa bırakırsınız geçsin uyuşukluğu diye , aynı öyle uyuşuk sol kolum, geçmiyor ama uyuşukluğu ara ara hafifliyor sadece. Özellikle serçe parmağım yanma derecesin de uyuşuyor bazen,titremede var az da olsa. Ne yapmam lazım
hani üzerine yatarsınız da , uyanınca öyle boşluğa bırakırsınız geçsin uyuşukluğu diye , aynı öyle uyuşuk sol kolum, geçmiyor ama uyuşukluğu ara ara hafifliyor sadece. Özellikle serçe parmağım yanma derecesin de uyuşuyor bazen,titremede var az da olsa. Ne yapmam lazım
0
kalp krizinin en belirgin göstergelerinden. ben gencim bana bi şey olmaz demeyin. önceden bi duyuru vardı, o da yazmıştı sol kolum uyuşuyor diye. doktora gidin kalp krizi olabilir demişti millet. gerçekten de öyleymiş. bir gencin hayatı kurtulmuştu erkenden doktora gittiği için.
0
masa basi mi calisiyorsun? bilgisayarla cok mu calisiyorsun?
dirsegini masaya koyup bir uzerine yaslaniyorsan oradan gecen sinirleri eziyorsun, o yuzden uyusma olabiliyor. hemen gecmiyor. benzer bicimde cok ctrl+c, ctrl+v gibi klavye kombinasyonlarini kullaniyorsa o da sebep olabiliyor. parmaktaki yanma hissine. en temizi doktor a gorunmek tabi
dirsegini masaya koyup bir uzerine yaslaniyorsan oradan gecen sinirleri eziyorsun, o yuzden uyusma olabiliyor. hemen gecmiyor. benzer bicimde cok ctrl+c, ctrl+v gibi klavye kombinasyonlarini kullaniyorsa o da sebep olabiliyor. parmaktaki yanma hissine. en temizi doktor a gorunmek tabi
0
umutlarivarolankisi
bu zamana değin gözlük kulllandım. geçenlerde lens için hastaneye gittim. şimdi bir reçete var bende. ilk defa lens kullanacağım.esnaftan lens almak istemediğim için ve doktor da bir tavsiye vermediği için tavsiyeye ihtiyacım var. hangi lensi almalı ?sonuçta göz çok önemli bir organ. gerekirse reçet
bu zamana değin gözlük kulllandım. geçenlerde lens için hastaneye gittim. şimdi bir reçete var bende. ilk defa lens kullanacağım.esnaftan lens almak istemediğim için ve doktor da bir tavsiye vermediği için tavsiyeye ihtiyacım var. hangi lensi almalı ?sonuçta göz çok önemli bir organ.
gerekirse reçetedeki değerleri yazarım.
teşekkürler.
not: bir de solüsyon önerisi lazım :)
gerekirse reçetedeki değerleri yazarım.
teşekkürler.
not: bir de solüsyon önerisi lazım :)
0
Lensmarket.com'dan al lensini. Acuvue OASYS oldukça iyidir. 3 aylıklardan alman f/p olarak en kolayı ve uygunu olur. Ama kendine en uygununu bulana kadar ilk 1 sene içinde birkaç farklı marka daha denemelisin bence. Benim süper bulduğum ürünü bi başkası beğenemeyebilir.
0
Lensmarket.com +1 ben 3 aydir airoptix day&night kullaniyorum lens gozumde mi degil mi bilmiyorum bile, acayip memnunum. ondan once acuvue oasys ve zeiss kullandim 5'er gun ikisi de cok batti benim gozumde hatta zeiss yuzunden kipkirmizi oldu. bu biraz deneme yanilma isi sanirim.
nota ithafen: bio true kullaniyorum, gayet memnunum simdilik.
nota ithafen: bio true kullaniyorum, gayet memnunum simdilik.
0
daha önce lens kullanmadıysanız hiç başlamayın bence çünkü en kötü gözlük en iyi lensten daha iyidir. illa kullanıcam diyorsanız pahalı olanı iyi olanıdır. acuvue ve optifree iş görür.
0
@rakidabalikolsa ben de gözlük kullanma taraftarıyım. lensi bazı durumlarda kullanmayı düşünüyorum.
0
göz kuruluğunuzun olup olmadığını da bir tetkik etseydiniz keşke. lens kullanması kolay bir şey değil ayrıca. bir süreden sonra eziyet halini alabiliyor. herkes için geçerli değil bu tabi. ama herkesin dediğini ben de tekrarlıyorum; lens takmayın demiyorum, takın ama hobi olarak takın.
0
@Kamyoncunun vitesi dediğim gibi belirli zamanlar dışında gözlük kullanmaya devam edeceğim. yoksa göz ile her yere temas ettiğimiz parmağın buluşması hiç hijyenik gelmiyor bana da :)
0
marka olarak ne önersek boş, çünkü kimse yazmamış, reçetenizde gözünüzün BC değeri yani eğriliği kaç yazıyorsa o değerde lens alacaksınız. gözünüzün eğriliğinden daha eğri lens alırsanız gözünüzü sıkar, daha düz lens alırsanız gözünüzde durmaz. ha yine idare eder ama rahatsız olursunuz.
reçetede yazanları belirtin ki ona göre tavsiye verelim. acuvue oasys denmiş. evet güzel len fakat sadece 8.4 ve 8.8 BC'leri var. gözünüz 8.6 ise ikisi de olmaz. "tolore ediyor" diyorlar ama tolore falan ettiği yok.
solüsyon da biotrue en iyisi lakin pahalı. optifree f/p olarak en uygunu.
reçetede yazanları belirtin ki ona göre tavsiye verelim. acuvue oasys denmiş. evet güzel len fakat sadece 8.4 ve 8.8 BC'leri var. gözünüz 8.6 ise ikisi de olmaz. "tolore ediyor" diyorlar ama tolore falan ettiği yok.
solüsyon da biotrue en iyisi lakin pahalı. optifree f/p olarak en uygunu.
0
lenslerin devamlı gözünüzde durması değil tam tersi habire takıp çıkartmak mikrop kapmalarına sebep olur.
ayrıca yine durmadan bir lens takıp sonra çıkartıp gözlük takarsanız gözünüzün ortamını habire değiştirdiğiniz için sağlıklı olmaz. göz alıştığı ortamda devam etmeli. ya gözlük takacaksın ya da lens. zırt pırt çıkar tak olmaz.
ayrıca o nasıl bir doktor öyle lens tavsiye etmiyor? göz önemli bir organ diyerek duyuruda tavsiye istemeniz de süper :)
göz sağlığı çok önemli. deneme yanılma yöntemi ile lens mi alınır anlamadım ki? benim zamanımda doktorlarda deneme lensleri olurdu. doktorda denerdiniz. falan filan.
uzun süre lens kullanmış bir insan olarak bu da benden.
ayrıca gözünüzün rahatsızlığını yazmamışsınız. imkanınız varsa lazer ameliyatı olun kurtulun.
buradaki tavsiyeleri dinlemeyin. başka doktora gidin. ne öyle 3 gün bilmem ne marka taktım, 5 gün başka marka taktım denedim. gözünüzün başına bir şey gelirse sonra çok yanarsınız. tedavisi zordur, antibiyotikler, ağrılar filan.
ayrıca yine durmadan bir lens takıp sonra çıkartıp gözlük takarsanız gözünüzün ortamını habire değiştirdiğiniz için sağlıklı olmaz. göz alıştığı ortamda devam etmeli. ya gözlük takacaksın ya da lens. zırt pırt çıkar tak olmaz.
ayrıca o nasıl bir doktor öyle lens tavsiye etmiyor? göz önemli bir organ diyerek duyuruda tavsiye istemeniz de süper :)
göz sağlığı çok önemli. deneme yanılma yöntemi ile lens mi alınır anlamadım ki? benim zamanımda doktorlarda deneme lensleri olurdu. doktorda denerdiniz. falan filan.
uzun süre lens kullanmış bir insan olarak bu da benden.
ayrıca gözünüzün rahatsızlığını yazmamışsınız. imkanınız varsa lazer ameliyatı olun kurtulun.
buradaki tavsiyeleri dinlemeyin. başka doktora gidin. ne öyle 3 gün bilmem ne marka taktım, 5 gün başka marka taktım denedim. gözünüzün başına bir şey gelirse sonra çok yanarsınız. tedavisi zordur, antibiyotikler, ağrılar filan.
0
-sana şunu söylemeliyim ki yol yakınken dön.yakın bir zamanda ben bu hatayı yaptım,sen yapma.parmağın gözle haşır neşir olması hiç ama hiç sağlıklı değil bence.
-başlarsan pes etme.zamanla takmayı da çıkarmayı da öğreneceksin(ben hala tam öğrenemedim:(
-bu arada lens ve solüsyonun birbirlerine uyumluluk gibi durumu var.(stainingrid diye arat.)
-başlarsan pes etme.zamanla takmayı da çıkarmayı da öğreneceksin(ben hala tam öğrenemedim:(
-bu arada lens ve solüsyonun birbirlerine uyumluluk gibi durumu var.(stainingrid diye arat.)
0
Yaklaşık 19-20 yıllık gözlüklü bir hayattan sonra Ekim ayında lense geçtim ben de. Şimdi "Neden daha önce geçmemişim" diye başımı taşlara vuruyorum.
İlk başlarda takıp çıkaramadım. İkinci günümde 2.5 saatte taktım, üçüncü gün 6-7 saatte, derken bir hafta sonra 1 saate indi. İkinci haftanın sonunda 5 dakikaya. Sonrasında zaten otomatiğe bağladım. Hatta buralarda duyurular açtım "Nasıl söküp takıyoruz bunu" diye. Bir keresinde çıkaramayınca sinirden ağladım, ağlarken kendi çıktı.
Tam cevap yazıyordum, duyurunun hortladığını fark ettim. Peşinden duyuruyu hortlatan kişinin sen olduğunu fark ettim. :)
Yine de yazmış olsaydım keşke. Yeni gelenler için yazayım ben de. En başta günlük lenslerle başlamak en iyisi. Çünkü öğrenene kadar lensi de gözü de haşat ediyor insan. Kaç tane lens parçaladığımı bilmiyorum. Hem de ilk başta kullan-at, hijyenik bir şeylerle başlamak iyidir.
Bu arada gözün çap ve bombelik değerlerine dikkat etmeden almamak gerek. Çünkü uyumsuz olursa gözü çok rahatsız ediyor. Benim gözün bombeliği 8.6, 8.4'lük lensi idare edebiliyor ama 8.8 kullanamam.
Acuvue Oasys ve Biotrue karmasını kullanıyorum. Halimden memnunum. Açıkçası 4 farklı marka lens suyu kullandım, hiçbirinde sorun yaşamadım.
İlk başlarda takıp çıkaramadım. İkinci günümde 2.5 saatte taktım, üçüncü gün 6-7 saatte, derken bir hafta sonra 1 saate indi. İkinci haftanın sonunda 5 dakikaya. Sonrasında zaten otomatiğe bağladım. Hatta buralarda duyurular açtım "Nasıl söküp takıyoruz bunu" diye. Bir keresinde çıkaramayınca sinirden ağladım, ağlarken kendi çıktı.
Tam cevap yazıyordum, duyurunun hortladığını fark ettim. Peşinden duyuruyu hortlatan kişinin sen olduğunu fark ettim. :)
Yine de yazmış olsaydım keşke. Yeni gelenler için yazayım ben de. En başta günlük lenslerle başlamak en iyisi. Çünkü öğrenene kadar lensi de gözü de haşat ediyor insan. Kaç tane lens parçaladığımı bilmiyorum. Hem de ilk başta kullan-at, hijyenik bir şeylerle başlamak iyidir.
Bu arada gözün çap ve bombelik değerlerine dikkat etmeden almamak gerek. Çünkü uyumsuz olursa gözü çok rahatsız ediyor. Benim gözün bombeliği 8.6, 8.4'lük lensi idare edebiliyor ama 8.8 kullanamam.
Acuvue Oasys ve Biotrue karmasını kullanıyorum. Halimden memnunum. Açıkçası 4 farklı marka lens suyu kullandım, hiçbirinde sorun yaşamadım.
0
ahahaha kendi duyuruma sonradan başka birisi duyuru açmış gibi cevap vermişim:)
neyse.
@mea maxima culpau
evet doktor marka olarak bir tavsiyede bulunmadı.zaten ben istememiştim tavsiye.buraya sormamın amacı tecrübeli,bu işlerden anlayan kişilerin olmasındandır.nitekim iyi ki sormuşum.sözlükte okuduklarıma göre aldım lens ve solüsyonu.(acuvue oasys+biotrue)
şu an oldukça rahat bir şekilde kullanıyorum:)
...
@aychovsky yahu nasıl şaşırdım bilsen.bildiğin kendi duyuruma kendim -habersiz bir şekilde-cevap vermişim :d
...
evet arkadaşlar lenslere alıştım.artık daha hızlı bir şekilde takıp çıkartabiliyorum.zamanla alışıyorsunuz.
cevap veren herkese çok teşekkürler.
neyse.
@mea maxima culpau
evet doktor marka olarak bir tavsiyede bulunmadı.zaten ben istememiştim tavsiye.buraya sormamın amacı tecrübeli,bu işlerden anlayan kişilerin olmasındandır.nitekim iyi ki sormuşum.sözlükte okuduklarıma göre aldım lens ve solüsyonu.(acuvue oasys+biotrue)
şu an oldukça rahat bir şekilde kullanıyorum:)
...
@aychovsky yahu nasıl şaşırdım bilsen.bildiğin kendi duyuruma kendim -habersiz bir şekilde-cevap vermişim :d
...
evet arkadaşlar lenslere alıştım.artık daha hızlı bir şekilde takıp çıkartabiliyorum.zamanla alışıyorsunuz.
cevap veren herkese çok teşekkürler.
0
Tyler89
ortalamanın bir tık üzerinde fiyatları olan ancak kalitesi oldukça iyi diyebileceğiniz erkek giyim markaları nelerdir?marka ile birlikte özellikle hangi açıdan iyi olduklarını belirtirseniz mükemmel olur. (örneğin: xyz-pantolon)
ortalamanın bir tık üzerinde fiyatları olan ancak kalitesi oldukça iyi diyebileceğiniz erkek giyim markaları nelerdir?
marka ile birlikte özellikle hangi açıdan iyi olduklarını belirtirseniz mükemmel olur. (örneğin: xyz-pantolon)
marka ile birlikte özellikle hangi açıdan iyi olduklarını belirtirseniz mükemmel olur. (örneğin: xyz-pantolon)
0
network- takim eliseleri guzeldir. her seyi guzel ve kalitelidir
fabrika- keza bunun da takim elbiseleri ve gomlekleri kalitelidir. sik urunleri var.
fabrika- keza bunun da takim elbiseleri ve gomlekleri kalitelidir. sik urunleri var.
0
fakir işi bir cevap olacak ama, zamanında no fear'dan bir tişört aldım, 6-7 yıldır giyiyorum. Tişört siyah olduğu halde ne bir solma ne bir cortlama yapmadı.
0
pantolon için; (bkz: diesel)
smart casual giyim için; (bkz: massimo dutti)
cüzdan ve kravat için; (bkz: vakko)
ayakkabı için; (bkz: camper), (bkz: calvin klein), (bkz: frau), (bkz: sperry)
tshirt için; (bkz: timberland), (bkz: barbour), (bkz: tommy hilfiger), (bkz: lacoste)
güneş gözlüğü için; (bkz: tom ford)
smart casual giyim için; (bkz: massimo dutti)
cüzdan ve kravat için; (bkz: vakko)
ayakkabı için; (bkz: camper), (bkz: calvin klein), (bkz: frau), (bkz: sperry)
tshirt için; (bkz: timberland), (bkz: barbour), (bkz: tommy hilfiger), (bkz: lacoste)
güneş gözlüğü için; (bkz: tom ford)
0
normalde çok zor beğeniyorum. yurtdışına giderken havaalanında yanlışlıkla hugo boss mağazasına girdim.
%70'ini beğendim :)
ama pahalı be kardeş.
network +1
%70'ini beğendim :)
ama pahalı be kardeş.
network +1
0
giyim tarziniz ?
klasik giyim icin her zaman terziyi tercih ederim. bazen pahaliya kacabiliyor ama hayatimda gomlek giyiyorsam bu adamlar sayesindedir.
terziyle ugrasamam diyorsan sararin indirimleri takip etmem gerekir. cok elestiriyorlar sarari ama bence bu ulkede kaliteli is yapan ender firmalarindan biri.
hani o kadar para cok ama kalitesiz olmasin cesit cesit giyiyim diyorsan da suvari her ay bir kampanya yapiyor. dun 3 gomlek 2 pantolonu 200e aldik.
bunlar disinda asiri ucuk fiyatlarda ki armaniyi falan karistirmiyorum.
normal kot icin sacma ama mavi bence ideal. evet fiyatlari gereksiz pahali ve alakasiz. mesele 150 200 e olan bir kotu outlet de 50ye bulabiliyorsun.
ama siyah-koyu renkten baska kot giyemeyen biri olarak seviyorum. gerci artik mavi disinda da onlarca kaliteli marka var takili kalmamak lazim.
tsirtler konusunda siradan duz olsun diyorsan polo her yerde bulabilecegin bir magaza. kumasi insani huylandirmiyor.
kullan at tarzi pullandbear da tercih edilebilir. yine kot gibi terxih listesi genis abi (lacoste tommy yani markayi degil de fiyati ne icin giuecegini dusunmen lazim. ayrica yaninda indirimleri takip eden bir kadin olmasi lazim. sart.
baskli tsirt icin kaft diyorum.
ayakkabi icin balence'lar harbi rahat ama artik dalga konusu oldu. hummelerlar kot altina yakisiyor. tomslar cok itici.
bot konusunda dockers ve yds kullaniyorum.
dockers sık ve rahat.
yds turk markasi ve gercekten kaliteli.
aklima geldikce eklerim.
klasik giyim icin her zaman terziyi tercih ederim. bazen pahaliya kacabiliyor ama hayatimda gomlek giyiyorsam bu adamlar sayesindedir.
terziyle ugrasamam diyorsan sararin indirimleri takip etmem gerekir. cok elestiriyorlar sarari ama bence bu ulkede kaliteli is yapan ender firmalarindan biri.
hani o kadar para cok ama kalitesiz olmasin cesit cesit giyiyim diyorsan da suvari her ay bir kampanya yapiyor. dun 3 gomlek 2 pantolonu 200e aldik.
bunlar disinda asiri ucuk fiyatlarda ki armaniyi falan karistirmiyorum.
normal kot icin sacma ama mavi bence ideal. evet fiyatlari gereksiz pahali ve alakasiz. mesele 150 200 e olan bir kotu outlet de 50ye bulabiliyorsun.
ama siyah-koyu renkten baska kot giyemeyen biri olarak seviyorum. gerci artik mavi disinda da onlarca kaliteli marka var takili kalmamak lazim.
tsirtler konusunda siradan duz olsun diyorsan polo her yerde bulabilecegin bir magaza. kumasi insani huylandirmiyor.
kullan at tarzi pullandbear da tercih edilebilir. yine kot gibi terxih listesi genis abi (lacoste tommy yani markayi degil de fiyati ne icin giuecegini dusunmen lazim. ayrica yaninda indirimleri takip eden bir kadin olmasi lazim. sart.
baskli tsirt icin kaft diyorum.
ayakkabi icin balence'lar harbi rahat ama artik dalga konusu oldu. hummelerlar kot altina yakisiyor. tomslar cok itici.
bot konusunda dockers ve yds kullaniyorum.
dockers sık ve rahat.
yds turk markasi ve gercekten kaliteli.
aklima geldikce eklerim.
0
igs
tecrübeyle sabit, 15 yıl önce aldığım paltoyu halen kullanmaktayım, ne rengi ne aslı ne astarı bozulmadı.
tasarım, rahatlık, kalite
tecrübeyle sabit, 15 yıl önce aldığım paltoyu halen kullanmaktayım, ne rengi ne aslı ne astarı bozulmadı.
tasarım, rahatlık, kalite
0
sana herkesin söylemeyeceği iki marka söyleyeyim. ortalamanın bir tık üzeri derken, ortalama fiyat olarak neyi baz aldığını bilmiyorum ama, kendime göre söyliycem.
giovane g.: galleria ve mall of istanbul'da mağazaları var bildiğim kadarıyla. muhteşem kaliteli bir marka. pantolon ve gömleklerine hayranım. pantolonları 150-200 tl arasında.
avva: bu biraz daha sağda solda görülebilen bir marka. genelde ykm ve boyner'lerde oluyor ama oralarda pek güzel ürünlerine denk gelemiyorum. halbuki kendi mağazaları bir derya resmen. fiyatları da oldukça uygun sayılır. tişörtlerine ve kravatlarına hastayım.
giovane g.: galleria ve mall of istanbul'da mağazaları var bildiğim kadarıyla. muhteşem kaliteli bir marka. pantolon ve gömleklerine hayranım. pantolonları 150-200 tl arasında.
avva: bu biraz daha sağda solda görülebilen bir marka. genelde ykm ve boyner'lerde oluyor ama oralarda pek güzel ürünlerine denk gelemiyorum. halbuki kendi mağazaları bir derya resmen. fiyatları da oldukça uygun sayılır. tişörtlerine ve kravatlarına hastayım.
0
exlibris
bunu kim ilk soyledi de bu kadar populer oldu?
bunu kim ilk soyledi de bu kadar populer oldu?
0
gerard
selam,internette bakinca foto galeri halinde bulunuyor da, 1'den 100'e siralanan tek bir liste seklinde bulamadim hic bi yerde. var mi bu tam liste herhangi bi yerde?tesekkurler.
selam,
internette bakinca foto galeri halinde bulunuyor da, 1'den 100'e siralanan tek bir liste seklinde bulamadim hic bi yerde.
var mi bu tam liste herhangi bi yerde?
tesekkurler.
internette bakinca foto galeri halinde bulunuyor da, 1'den 100'e siralanan tek bir liste seklinde bulamadim hic bi yerde.
var mi bu tam liste herhangi bi yerde?
tesekkurler.
0
0
ermanen
refleks gibi.nedir bu olay?
refleks gibi.
nedir bu olay?
nedir bu olay?
0
Ben genel olarak burnuma götürür kaşırım. Tik gibi bir şey.
Çükten bahsediyorsan, pantolon darsa şekilden şekle girmesini engellemek adına yapıyorum bazen. Ama insanların görmeyeceği şekilde.
Çükten bahsediyorsan, pantolon darsa şekilden şekle girmesini engellemek adına yapıyorum bazen. Ama insanların görmeyeceği şekilde.
0
Cunku memem aciyor bu ara.
Eyterebea diye sutyeni cikarip atmazsam iyidir.
Sen de beni mi izliyorsun, isine don.
Eyterebea diye sutyeni cikarip atmazsam iyidir.
Sen de beni mi izliyorsun, isine don.
0
sakalla oynamak kadar güzel bir şey yok, çıkardığı o çıtırdama sesini seviyorum.
0
ontheroad
havaların soğumasıyla çok bot muhabbeti dönmeye başladı. şu an kaç botunuz var? yazmak isteyen markayı da yazarsa daha şahane olur.
havaların soğumasıyla çok bot muhabbeti dönmeye başladı. şu an kaç botunuz var? yazmak isteyen markayı da yazarsa daha şahane olur.
0
bi timberland outdoor var. onu kayağa gidersem yada çok zorlu soğuk havalarda giyiyorum
birde tommy var onuda bu havalarda giyiyorum
ama sorunun amacını anlamadım
birde tommy var onuda bu havalarda giyiyorum
ama sorunun amacını anlamadım
0
1 the north face - çalışırken giyiyorum sette
2 tane daha markasız botum var full time dışarda çalışmadığım zamanlarda kullanıyorum günlük gibi.
2 tane daha markasız botum var full time dışarda çalışmadığım zamanlarda kullanıyorum günlük gibi.
0
2 : harley davidson, digerini unuttum darkproof mu oyle bi seydi 90 tllik bi seydi 2 sene once.
0
benim de 1 tane timberland var onu senelerdir giyiyorum başka bota da ihtiyaç duymuyorum ama herkes bot alıyor sürekli. eski botunu senelerce giyen bir ben mi varım diye düşünmekten kaynaklanıyor bu soru.
amaçsız diyenlere not: zorla yazdırmıyorlar cevapları.
amaçsız diyenlere not: zorla yazdırmıyorlar cevapları.
0
2
biri cat, diğeri orijinal tsk malı, tsk malı olanı motosiklet sürerken giyiyordum soğuk günlerde, şimdi öyle duruyor.. motorculara tavsiyemdir.
biri cat, diğeri orijinal tsk malı, tsk malı olanı motosiklet sürerken giyiyordum soğuk günlerde, şimdi öyle duruyor.. motorculara tavsiyemdir.
0
Hiç yok. İlkokuldan beri bot giymiyorum. Zaten 45 numara ayak var, iyice kocaman olmasın diye galiba.
Ama iyi olduğunu düşündüğüm bir kışlık ayakkabım vardı Camper marka. Terletmediği için almıştım. Ama bu hafta su aldı ayakkabı, karlı yolda yürüdükten sonra çorabımın ön tarafı tamamen ıslandı. Saygım kalmadı ayakkabıya, ama hala giyiyorum
Ama iyi olduğunu düşündüğüm bir kışlık ayakkabım vardı Camper marka. Terletmediği için almıştım. Ama bu hafta su aldı ayakkabı, karlı yolda yürüdükten sonra çorabımın ön tarafı tamamen ıslandı. Saygım kalmadı ayakkabıya, ama hala giyiyorum
0
2 tane olmasında fayda var ayak sağlığı açısından.
bir ayakkabı giydikten sonra 24-36 saat arasında dinlendirilmesi gerek içindeki koku vs için.
hele ki bot gibi kapalı ayakkabılar.
bir ayakkabı giydikten sonra 24-36 saat arasında dinlendirilmesi gerek içindeki koku vs için.
hele ki bot gibi kapalı ayakkabılar.
0
2 dockers (sanırım annem birini birine vermiş)
1 merrell
1 ovatto
1 noname (içi yünlü, deri. en kalitelisi bu)
1 merrell
1 ovatto
1 noname (içi yünlü, deri. en kalitelisi bu)
0
sağlık açısından ben de 1 den fazla bulundurup değişmeli giymeye çalışırım ama Footprints marka botumun sağladığı rahatlıktan ötürü hep onu kullanır oldum. sağlık ya da koku sorunu yaşamadım.
0
bir çizme zaradan aldım içi kürklü deri dize kadar daha soğuk yağmurlu havalarda giyiyorum.
bir tanede derimoddan aldım bilekte bot onuda kuru havalarda giyiyorum.
bir tanede derimoddan aldım bilekte bot onuda kuru havalarda giyiyorum.
0
ben böyle duyurular görünce çok fakir hissediyorum lan. botum yok, jump var bi' tane klasik ayakkabı yani hem halı saha hem spor ayakkabı hem de casual masual her ne deniyosa ona benziyo hoş bi şey. başka ayakkabım yok. kendim çok temiz olduğum için kokmuyo bi şey de olmuyo.
ayrıca "amaçsız anket pff" diye çemkirenleri anlamıyorum. normalde amaçlı anket mi oluyordu? adam merak etmiş, isteyen yazsın demiş açmış, ne bekliyosunuz ki siz duyuruda?
ayrıca "amaçsız anket pff" diye çemkirenleri anlamıyorum. normalde amaçlı anket mi oluyordu? adam merak etmiş, isteyen yazsın demiş açmış, ne bekliyosunuz ki siz duyuruda?
0
2 adet var. 1 kahve(markasız) 1 siyah (greyder)
bir de çizme kıvamında bot almak istiyorum kaç senedir ama bu sene de almadım, seneye belki :)
bir de çizme kıvamında bot almak istiyorum kaç senedir ama bu sene de almadım, seneye belki :)
0
Tazmania
merhabalar. daha önce bu salonda film izlemiş biri aydınlatabilir mi beni. En ön koltuk aslında o kadar da ön olmaz diye düşünüyorum. sonuçta imax boyutlarına uygun hazırlanmıştır. sadece en önde yer var. sizce almalı mıyım ?
merhabalar. daha önce bu salonda film izlemiş biri aydınlatabilir mi beni. En ön koltuk aslında o kadar da ön olmaz diye düşünüyorum. sonuçta imax boyutlarına uygun hazırlanmıştır. sadece en önde yer var. sizce almalı mıyım ?
0
en ön ikinci koltuktan izlemiştim imaxte. normal salondakiler kadar yakın değil ama perde o kadar büyük ki alt yazıyı takip ederken görüntüleri kaçırabiliyorsun. masa tenisi izler gibi izleme ihtimalin bile var, kafa bi o yana bi bu yana.
0
ben ilk defa dün izledim orada. e sırasındaydım ve sanırım daha önde oturulmaz. ilk başta orası bile çok yakın geldi de reklamları vs izlerken alıştım. normalde arkalardan izlemeyi sevmeyen biriyim, öne daha yakın olan orta sıralarda oturmak ideal gelir bana ama ekran çok büyük. kafanı oynatmak zorunda kalıyorsun bazen görebilmek için. birazcık boynum ağrıdı. e'den önde alma. f ve g sırası çok iyi sanırım. bir dahakine tercihim onlar olacak.
0
Kamyoncunun vitesi
Terlemeyi onlemek icin (koltuk alti) ne kullanilabilir, bunu yapan ilaclarin yan etkisi var mi, ilac kullanmadan da onlenebilir mi?
Terlemeyi onlemek icin (koltuk alti) ne kullanilabilir, bunu yapan ilaclarin yan etkisi var mi, ilac kullanmadan da onlenebilir mi?
0
Terkur diye bir krem var. Muhtemelen teri tutan bir yapısı vardır, yan etkisi yoktur ama yine de en doğru bilgi için eczacıya sorunuz.
0
abi ter bezlerini durduramazsın. terlemek sağlıklıdır. kurban olduğum rabbim hepimizi farklı yerlerinden terletir. benim bi kardeş memelerden, biri götten çok afbuyur, ben ise sırttan terlerim. o yüzden birimizde ciğer, birimizde kronik bel ağrısı bende de böbrek taşı sorunu var. sen yine iisin bence.
0
bu konuda en önemli etken terleme miktarınız. eğer doktora görünürseniz ve terlem miktarınızın fazla olduğunu düşünürse size gerekli çözümleri sunar.
ancak miktar konusunda vs bir sıkıntı yoksa, terlemeyi önlemek doğru değildir. vücudun kendi dengesini ayarlama yöntemlerinden biri terleme. bunu engelleyip bünyenin kafasını karıştırmak yerine terlediğinizde kokmamaya yönelik önlemler almanız yeterli.
misal sevgili kocam durduğu yerde terleyebilen bir insandır. her sabah duşunu alıp çıkıyor. giyinmeden önce roll-on kullanıyor. parfüm kokusuna zaten ikimizde ifrit olduğumuz için kullanmıyoruz. böylece terlediğimizde o parfümün kokusuyla birlikte leş gibi bir hale gelmiyoruz. parfüm kullanılacaksa da kaliteli bir parfümü vücudun uygun yerlerine kullanmak gerek. sıcak günlerde yanımızda ya da ofisimizde yedek giysi bulunduruyoruz.
ancak miktar konusunda vs bir sıkıntı yoksa, terlemeyi önlemek doğru değildir. vücudun kendi dengesini ayarlama yöntemlerinden biri terleme. bunu engelleyip bünyenin kafasını karıştırmak yerine terlediğinizde kokmamaya yönelik önlemler almanız yeterli.
misal sevgili kocam durduğu yerde terleyebilen bir insandır. her sabah duşunu alıp çıkıyor. giyinmeden önce roll-on kullanıyor. parfüm kokusuna zaten ikimizde ifrit olduğumuz için kullanmıyoruz. böylece terlediğimizde o parfümün kokusuyla birlikte leş gibi bir hale gelmiyoruz. parfüm kullanılacaksa da kaliteli bir parfümü vücudun uygun yerlerine kullanmak gerek. sıcak günlerde yanımızda ya da ofisimizde yedek giysi bulunduruyoruz.
0
0
topraam
merhaba arkadaşlar limitlerim çok yüksek değil kusura bakmayın 450-500 tl ye bas gitar almayı planlıyorum 2. elde olur 0 da olur nerede bulabilirim hangi marka almalıyım başlangıç seviyesi falan olmalı yeni başlayacağım kararlıyım bu sefer
merhaba arkadaşlar limitlerim çok yüksek değil kusura bakmayın 450-500 tl ye bas gitar almayı planlıyorum 2. elde olur 0 da olur nerede bulabilirim hangi marka almalıyım başlangıç seviyesi falan olmalı yeni başlayacağım kararlıyım bu sefer
0
Merhaba, 2. el düşünebilirsiniz. Japon bir Ibanez satıyorum, aktif manyetikli, düşünürseniz ö.m atabilirsiniz, ayrıntıları konuşabiliriz, modeli SR-800. Alışveriş yapmamızla ilgisiz olarak; Bence sıfıra fazla para vermektense, sıfırı daha pahalı olan temiz, ikinci el daha üst bir model gitar alabilirsiniz. (araba misali düşünebilirsiniz.)
0
kesinlikle ikinci el öneririm ben düşük bütçen varsa. gitar marka modellerinden falan hiç anlamıyorum da iyi çalan bir arkadaşını al yanına deneyin gitarı.
ben lakland 55-02 diye bir gitarı kullanıyorum oldukça memnunum ki kendisinin 3. sahibiyim. bir de kişisel bir şey biraz mesela bundan önce de ibanez kulanıyordum, çok ucuz bir gitardı. sağda solda bakınınca da pek beğeneni yoktu. ama sesine de klavyesine de hala bayılıyorum ben o ibanezin.
sahibinden.com ve garaj'a bak bi.
ben lakland 55-02 diye bir gitarı kullanıyorum oldukça memnunum ki kendisinin 3. sahibiyim. bir de kişisel bir şey biraz mesela bundan önce de ibanez kulanıyordum, çok ucuz bir gitardı. sağda solda bakınınca da pek beğeneni yoktu. ama sesine de klavyesine de hala bayılıyorum ben o ibanezin.
sahibinden.com ve garaj'a bak bi.
0
sifir kesinlikle almayiniz. ikinci el daha ust modellerle baslamak daha iyidir. birde butceyi 300 lira daha arttirabirseniz gl l2000 ler benim cok hosuma gitti hatta suanda yamaha trb ve 84 fenderim olmasina ragmen bu hafta birde gl alicam. butceyi zorlayamazsaniz da cok guzel squierler var ama herkesin diyecegi uzere her squier ayni olmuyor. onun icin denemek lazim.
0
ermanen
https://fbcdn-sphotos-f-a.akamaihd.net/hphotos-ak-ash3/1240256_614702945249376_1370610850_n.jpg
0
onun komiklik için olduğunu sanmıyorum. sadece "aha bakın böyle gözüküyor işte" denmek için var bence. yoksa komik bir şey değil. ama oldukça eğlendirdi beni.
0
goner
http://eksiduyu.ru/609116aylar önce yazmıştım bu duyuruyu. son durum şu, sevgilimden aldattığımı söylemeden ayrıldım. diğerinin de benle birlikte olduğu dönemlerde başkasıyla nişanlı olduğunu öğrendim, benim yanıma yüzüğünü çıkartarak geliyormuş. onla da her şey bitti. şimdi tam anlamıyla özgürüm ve
eksiduyu.ru
aylar önce yazmıştım bu duyuruyu.
son durum şu, sevgilimden aldattığımı söylemeden ayrıldım. diğerinin de benle birlikte olduğu dönemlerde başkasıyla nişanlı olduğunu öğrendim, benim yanıma yüzüğünü çıkartarak geliyormuş. onla da her şey bitti. şimdi tam anlamıyla özgürüm ve mutluyum.
bugüne kadar yorum yazan, destek olan herkese çok teşekkürler.
aylar önce yazmıştım bu duyuruyu.
son durum şu, sevgilimden aldattığımı söylemeden ayrıldım. diğerinin de benle birlikte olduğu dönemlerde başkasıyla nişanlı olduğunu öğrendim, benim yanıma yüzüğünü çıkartarak geliyormuş. onla da her şey bitti. şimdi tam anlamıyla özgürüm ve mutluyum.
bugüne kadar yorum yazan, destek olan herkese çok teşekkürler.
0
ben de yorum yazmıştım sana,çok kızmıştım.yorumlarımı görünce baya üzüldüm ya.hata yaptın ama artık bundan sonra dikkat edersin,ders olmuş sana.geçmiş olsun.
0
ikiniz de ucuz, kalitesiz, şeref ve karakter yoksunu... neyse. cümleyi bitirmeyeyim.
birbirinizle evlenip bir sonraki nesle genlerinizi dağıtmadığınız için dünyaca çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum.
kusura bakma hanımefendi, gerçekler bunlar. aldattın sonuçta ve adım adım bile isteye yaptın bunu. o ise nişanlaranarak bir level üst orospu çocuğuymuş.
birbirinizle evlenip bir sonraki nesle genlerinizi dağıtmadığınız için dünyaca çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum.
kusura bakma hanımefendi, gerçekler bunlar. aldattın sonuçta ve adım adım bile isteye yaptın bunu. o ise nişanlaranarak bir level üst orospu çocuğuymuş.
0
Nişanlı elemanın 'kahve'de yaptığı muhabbetleri hayal ediyorum da, değdi mi sence?
0
Umarim omur boyu mutsuz olursunuz,siz ve sizin gibiler. Kendine yakisani yaptin,hakettigini yasarsin umarim.
0
darkknight
soru açık ve net
soru açık ve net
0
çok abartılıyor. hayır.
dipnot: son zamanlarda moda oldu. ulen ben ünive yeni başlamışken ilk sezonu vardı yeni başlamıştı ozamanlar ben izliyordum bikaç arkadaşıma bahsettim umurlarında olmamıştı. kimse dönüp bakmıyordu bile. son sezonlar iyi olunca millet fazla abarttı bence.
dipnot: son zamanlarda moda oldu. ulen ben ünive yeni başlamışken ilk sezonu vardı yeni başlamıştı ozamanlar ben izliyordum bikaç arkadaşıma bahsettim umurlarında olmamıştı. kimse dönüp bakmıyordu bile. son sezonlar iyi olunca millet fazla abarttı bence.
0
kime göre ? neye göre ?
breaking bad şu an 20-30 yıllık ömründe hadi abartalım 50 dizi izlemiş bir insan için en iyi dizi olabilir.
en iyiyi belirleyen ne ? simpsons, friends ? ne bileyim bizimkiler, dallas, yalan rüzgarı ?
neticede herhangi bir şeyin "en iyisi" olmaz. ille de olacaksa bu en iyiyi belirleyen kriterler belirlenmeli önce.
breaking bad şu an 20-30 yıllık ömründe hadi abartalım 50 dizi izlemiş bir insan için en iyi dizi olabilir.
en iyiyi belirleyen ne ? simpsons, friends ? ne bileyim bizimkiler, dallas, yalan rüzgarı ?
neticede herhangi bir şeyin "en iyisi" olmaz. ille de olacaksa bu en iyiyi belirleyen kriterler belirlenmeli önce.
0
izledim, çok beğendim. benim izlediğim en iyi dizi. ama gelmiş geçmiş en iyi dizi değil, olmamalı en azından. en iyi dizi buysa bir sorun var demektir.
0
Kişiye göre değişir bu.. Kimine göre gelmiş geçmiş en iyi dizidir, kimine göre izlediği en iyi dizilerden biridir.. Benim için şimdiye kadar izlediğim en iyi dizilerden biridir..
0
hayır. six feet under gibi çok gerçek ve mükemmel bi dizi varken o sıfatı alması benim için imkansız. başkası için öyle olmayabilir.
0
Hangi diziyi izlemesem, izleyip de yarıda bıraksam bi süre sonra o dizi yardırıyor ve milletin dilinden düşmüyor. Öyle olunca da ben onu izleyemiyorum tekrar. Bir şeyleri kaçırdığımı hatırlayıp duruyorum.
Bence "hayır". Gelmiş geçmiş en iyi dizi olamaz. Ayrıca ağzına sıçayım Breaking Bad'in. :/
Bence "hayır". Gelmiş geçmiş en iyi dizi olamaz. Ayrıca ağzına sıçayım Breaking Bad'in. :/
0
hayır. six feet under'ın yanına yaklaşabilen olmadı şu güne kadar. hatta ikinciliği de oz ve wire paylaşır. belki üçüncülüğe ortak olur
0
Benim izlediğim diziler arasında (ki az buz değildir 60a yakın) en iyisi diyemem ama en üst sıralarda kesinlikle, aynı zamanda, finalini en iyi bağlayan dizidir kesinlikle.
0
bu tik atma saçmalığı nedir la?
hbo yapımı bir sürü dizi var. bak six feet under denmiş, oz denmiş, the wire denmiş. daha söylenmemiş olan GoT var, Boardwalk Empire ve The Sopranos var. değil maalesef en iyi dizi.
hbo yapımı bir sürü dizi var. bak six feet under denmiş, oz denmiş, the wire denmiş. daha söylenmemiş olan GoT var, Boardwalk Empire ve The Sopranos var. değil maalesef en iyi dizi.
0
Benim için sadece gelmiş geçmiş bir dizi olmuştur. Six Feet Under varken lafı bile olmaz
0
zaten hayır diyecektim ama hayırları tiklemediğini gördüğüm için hayır kere hayır.
kafan çok güzelmiş güle güle kullan.
kafan çok güzelmiş güle güle kullan.
0
değil. oz izlemedin sanırım. en iyi dizi oz'dur demeyen herkes oz izlememiş demektir. en iyi dizi oz'dur çünkü. izleyip sağlamasını yapabilirsin.
prison break diyenler var, oz prison break'i tokat manyağı yapar. pb'den sadece t-bag oz'da rahatça yaşayabilir, o da 1 haftaya oğlan olur.
prison break diyenler var, oz prison break'i tokat manyağı yapar. pb'den sadece t-bag oz'da rahatça yaşayabilir, o da 1 haftaya oğlan olur.
0
tabii ki hayır. yani breaking bad'in güzel yanı boka sarmadan bitirebilmesi oldu ve bu yüzden farklı anılacak. yoksa house mesela çok daha güzeldi bence. sadece aç gözlülerdi ve gereksiz uzattılar. dexter'ın ilk 4-5 sezonu yine öyle. friends tümden daha iyi bence. modern family yine daha iyi. downton abbey daha iyi, Louie daha iyi, doctor who ve sherlock ezer geçer. karakter derinliği olarak bile düşünsen don draper walter white'tan çok daha derin bir karakter en basitinden. the simpsons iç savaş durumunda olan bir ülkede 20 dakikalığına hayatı durdurabilen bir dizi örnek vermek gerekirse. breaking bad'in bu tarz özellikleri de yok.
0
winston insani
MerhabalarBu romanı okuyanlar nasıl buldu romanı? Bahsedildiği kadar iyi mi? Konusu nedir tam olarak?Online nereden alabilirim uygun bir fiyata?
Merhabalar
Bu romanı okuyanlar nasıl buldu romanı? Bahsedildiği kadar iyi mi? Konusu nedir tam olarak?
Online nereden alabilirim uygun bir fiyata?
Bu romanı okuyanlar nasıl buldu romanı? Bahsedildiği kadar iyi mi? Konusu nedir tam olarak?
Online nereden alabilirim uygun bir fiyata?
0
benim çok hoşuma gitmişti. can yayınları'ndan okudum. idefix'ten alabilirsin sanırım.
0
aldım lakin okumak bir türlü kısmet olmadı. güzel olduğu yönünde yorumlar azımsanacak gibi değil. siyasi içerik falan dediler daha içeriğini dahi bilmiyorum ama.
0
içinde elli bin tane metafor barındıran bir disütopya romanı, sistem alegorisi. adeta analiz edilmek, yorumlanmak, üzerine sekiz saat sosyalizm, kapitalizm, devlet, otorite tartışmak için özel olarak yazılmış. ama roman aynı zamanda, sürükleyici de bir konusu var. okumak için siyaset bilmen gerekmiyor. zaten akp sağolsun hiçbirimiz apolitik değiliz artık, ucundan kıyısından türkiye'deki iktidarla benzerlikler kurup şaşırabilirsin.
evet, bahsedildiği kadar iyi.
eğer duyurun açmanın amacı okumaya ikna olmayı istemense, hiç sorgulamadan al oku. sırf postmodern edebiyat başyapıtı olduğu için bile okunması gerek. hani nasıl bazı filmlerin adı kalitesinin önüne geçer, arkadaş ortamında izlemedim diyemezsin, utanırsın, bir şekilde sosyal zorunluluk hissiyle oturur izlersin, bu da öyle. öyle sağda solsa da okumadım deme. kız vermezler. hor görürler.
evet, bahsedildiği kadar iyi.
eğer duyurun açmanın amacı okumaya ikna olmayı istemense, hiç sorgulamadan al oku. sırf postmodern edebiyat başyapıtı olduğu için bile okunması gerek. hani nasıl bazı filmlerin adı kalitesinin önüne geçer, arkadaş ortamında izlemedim diyemezsin, utanırsın, bir şekilde sosyal zorunluluk hissiyle oturur izlersin, bu da öyle. öyle sağda solsa da okumadım deme. kız vermezler. hor görürler.
0
Siyasi içeriği bol bir kitap. Ana fikir olarak devlet-halk ilişkisini konu alıyor diyebilirim.
0
gayet güzel, hani okunması gereken eserlerden. kahramanız süper baskıcı ve totaliter bir rejimde doğruluk bakanlığı(bkz çift düşün) olan ama asıl işi tamamen propaganda ve dezenformasyon olan bir bakanlıkta küçük bir memurdur, big brother herkesi izlemektedir ve proleterler leş ama kısmen özgür bir hayat yaşarken, iç parti elitleri refah içinde yüzerken olan parti üyelerine olmaktadır(seks yok aq) derken olaylar gelişir, akp iktidarı ve diğer neo liberal iktidarlarla ilgili ne çok benzerlik bulunduğunu görünce şaşıracaksın, aslen komünizm eleştirisi olarak ele alınsa da yani neyse oku sen oku.
0
Orwell'ın Hayvan Çiftliği kitabıyla birlikte alıp, 1984'ün ardından onu okumanızı tavsiye ederim. İkisi de okuyucunun ufkunu genişleten, okunması gereken kaynaklardır.
0
Bu kadar kişi yazıyoruz sana oku o kitabı. Pişman olmayacaksın. Ben ilk basımını bulup okumuştum yeni basımlardan tavsiye veremem o yüzden ama ters bir şey olacağını sanmam.
0
lawislove
Çok yalnızssınz ve uzun sürede sevgiliniz yok.Ve o kadar yorgunsunuz ki bir kızla ilişki isteseniz dahi üşenirsiniz .. Bu durumdan nasl kurtulurum veyahutta neler yaparım unuturum yalnızlığımı
Çok yalnızssınz ve uzun sürede sevgiliniz yok.Ve o kadar yorgunsunuz ki bir kızla ilişki isteseniz dahi üşenirsiniz .. Bu durumdan nasl kurtulurum veyahutta neler yaparım unuturum yalnızlığımı
0
tabii ki iş. hatta cumartesi de çalışılan bir iş olsa daha iyi olur. hem kariyer yaparsın, hem yalnız olduğun aklına bile gelmez. win-win
0
Hayat felsefen haline getiriyorsun, mis gibi oluyor.
örnek olarak ben kendimi yalnız yaşayacağım gerçeğine alıştırıyorum, arada bir apse verse bile, temelde hoş oluyor.
örnek olarak ben kendimi yalnız yaşayacağım gerçeğine alıştırıyorum, arada bir apse verse bile, temelde hoş oluyor.
0
One night
One night
Spor
Spor
One night
One night
Spor
Spor ...... Sporu daha sik aralara koyabilirsin :))))
One night
Spor
Spor
One night
One night
Spor
Spor ...... Sporu daha sik aralara koyabilirsin :))))
0
businessmann
Bira ve şarap dışında bişey içemeyen votka viski gibi ickilerin kokusundan bile böğüren zorla da olsa bu içkileri içtiginde midesi bulanan insan ne yapmalı? valla ben değilim bi arkadaşım.
Bira ve şarap dışında bişey içemeyen votka viski gibi ickilerin kokusundan bile böğüren zorla da olsa bu içkileri içtiginde midesi bulanan insan ne yapmalı? valla ben değilim bi arkadaşım.
0
gazoz gibi tadi olan kokteyller var %10'un üstünde alkol orani olan, votkali falan onlardan ic
0
beni niye ucurdunuz ki
çok fazla dizi izlediğim söylenemez, şimdiye kadar frieds, lost, prison break, supernaturel, american horror story, mad men ve dexteri ızledim, breaking bad ve fringe başladım ama sarmadı braktımen çok beğendiğim dizi dexter ve prison break break oldu, buna uygun, sürükleyici(aksiyon olmayan)dizi ta
çok fazla dizi izlediğim söylenemez, şimdiye kadar frieds, lost, prison break, supernaturel, american horror story, mad men ve dexteri ızledim, breaking bad ve fringe başladım ama sarmadı braktım
en çok beğendiğim dizi dexter ve prison break break oldu, buna uygun, sürükleyici(aksiyon olmayan)dizi tavsiye edebilir misiniz =)
en çok beğendiğim dizi dexter ve prison break break oldu, buna uygun, sürükleyici(aksiyon olmayan)dizi tavsiye edebilir misiniz =)
0
fringe'e de şans tanı. ilk sezonun sonuna doğru hoşuna gidecektir. keza 2,3 ve 4. sezon da güzel.
0
Uzun uzun bolumlu sezonlar istiyosan bu uygun degil ama 3 bolumluk sezonlarinda film tadinda gercek bi saheser izlemek istersen: sherlock.
0
Breaking bad ilk sezonda yavas isliyor konulari, o yuzden sarmamis olabilir ben de bir sans daha ver diyorum.
0
sweet child o mine
Önerilerde yardımcı olması açısından en sevdiklerimi yazıyorum:Metallica - OrionMetallica - The Call Of KtuluOpeth - Ending CreditsOpeth - EpiloguePink Floyd - MaroonedSentenced - MournJoe Satriani - The Forgotten Part 1 & 2Sevdiğiniz ve önermek istediğiniz enstrumantel şarkıları yazarsanız çok sevi
Önerilerde yardımcı olması açısından en sevdiklerimi yazıyorum:
Metallica - Orion
Metallica - The Call Of Ktulu
Opeth - Ending Credits
Opeth - Epilogue
Pink Floyd - Marooned
Sentenced - Mourn
Joe Satriani - The Forgotten Part 1 & 2
Sevdiğiniz ve önermek istediğiniz enstrumantel şarkıları yazarsanız çok sevinirim. Yukarıdaki örneklerden de gördüğünüz gibi metronomu uçmuş duygusuz şarkılar yerine insanı alıp götüren şarkılar arıyorum. Şimdiden çok teşekkürler.
Metallica - Orion
Metallica - The Call Of Ktulu
Opeth - Ending Credits
Opeth - Epilogue
Pink Floyd - Marooned
Sentenced - Mourn
Joe Satriani - The Forgotten Part 1 & 2
Sevdiğiniz ve önermek istediğiniz enstrumantel şarkıları yazarsanız çok sevinirim. Yukarıdaki örneklerden de gördüğünüz gibi metronomu uçmuş duygusuz şarkılar yerine insanı alıp götüren şarkılar arıyorum. Şimdiden çok teşekkürler.
0
0
Megadeth - Into The Lungs of Hell
Megadeth - When
Metallica - Suicide and Redemption
Megadeth - When
Metallica - Suicide and Redemption
0
benim aklıma gelen:
Coldplay - Life in Technicolor
Pixies - Cecilia Ann
The Prodigy - Climbatize
In Flames - The Jester's Dance
internetten gelen: en.wikipedia.org buraya da bi göz atarsın.
Coldplay - Life in Technicolor
Pixies - Cecilia Ann
The Prodigy - Climbatize
In Flames - The Jester's Dance
internetten gelen: en.wikipedia.org buraya da bi göz atarsın.
0
Voice of the soul +1
Bir de enstrumental degildir ama her dinleyisimde oyleymis gibi hissettigim orphaned land- neverending way derim
Bir de enstrumental degildir ama her dinleyisimde oyleymis gibi hissettigim orphaned land- neverending way derim
0
youtube da 'melodic instrumental rock metal arrangements' diye aratırsan bir kanal çıkıyor karşına. Genelde az bilinen birçok parçanın remaster versiyonu var. Başarılı örnekler var, pişman olmazsın...
0
www.youtube.com
Testament - Musical Death
ve Buckethead'in tüm parçaları.
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
Testament - Musical Death
ve Buckethead'in tüm parçaları.
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
0
condom kurşunu
Gelmisim surda bodruma unutayim zaman dha cabuk gecer diye beachin tekine geldim paso hatun kisinin bana yolladigi al bunu dinle ben seni dusunuyorum dinlerken dedigi sarkilar caliyor. her yerde onla ilgili bisey goruyorum falan noluyo amk ya niye boyle oldum ben. nasil geciyor bu.Merak edenler icin
Gelmisim surda bodruma unutayim zaman dha cabuk gecer diye beachin tekine geldim paso hatun kisinin bana yolladigi al bunu dinle ben seni dusunuyorum dinlerken dedigi sarkilar caliyor. her yerde onla ilgili bisey goruyorum falan noluyo amk ya niye boyle oldum ben. nasil geciyor bu.
Merak edenler icin gelsin yas otuz.
Merak edenler icin gelsin yas otuz.
0
Aynısını yaşadım. O anki psikolojiden dolayı böyle düşünebiliyorsun, her şey sanki onu hatırlatıyor, ben de "evren bana meydan mı okuyo lan" diyordum kendi kendime. Geçecek, bu da geçecek...
0
Abi boyle bisey var mi ya telefondan okey oynayayim dedim her seferinde farkli isimler geliyor oyuncu olarak online oynamiyorum ama kafadan kendi salliyor isimleri hooop deminki oyunda bi baktim benim hatunun ismi var amk ya offf.
0
taha1907
hangisi sizce ?şuan tasarımı ve saglamlıgı yüzünden iphone a daha sempatik bakıyorumkullanacagım uygulamalar şuanlık instagram,facebook,twitter ve bir kaç güzel oyun..
hangisi sizce ?
şuan tasarımı ve saglamlıgı yüzünden iphone a daha sempatik bakıyorum
kullanacagım uygulamalar şuanlık instagram,facebook,twitter ve bir kaç güzel oyun..
şuan tasarımı ve saglamlıgı yüzünden iphone a daha sempatik bakıyorum
kullanacagım uygulamalar şuanlık instagram,facebook,twitter ve bir kaç güzel oyun..
0
bende ikisi arasında kalmıştım,tercihimi iphone 5'ten yana kullandım çok memnunum.
0
kullanacağın uygulamalar için iphone 5 çok fazla bile. ama paran varsa iphone 5 al gitsin
0
tabii ki s4. iphone ne ya? arkadaşlarında varsa s4 olmasa bile androidli bi telefon kullan. iphone zaten illa ki kullanmışsındır. aradaki farkı anlarsın
0
s4. hiç değilse diğer androidlerden biraz farkı var. iphone da o bile pek yok.
0
eflatun132
çok da hayali ve manevi duygulardan bastırmayın
çok da hayali ve manevi duygulardan bastırmayın
0
facebook
duyuruda veya sözlükte ne zaman dizi muhabbeti açılsa friends muhakkak izlenmeli deniliyordu. Tavsiyelere uyarak friends'i izliyorum, şu an 10. sezondayım ve muhtemelen bu hafta sonu bitecek bu dizi. Seinfeld, coupling, it crowd, friends gibi dizileri severek izleyen birine bir sonraki dizisinin ne
duyuruda veya sözlükte ne zaman dizi muhabbeti açılsa friends muhakkak izlenmeli deniliyordu. Tavsiyelere uyarak friends'i izliyorum, şu an 10. sezondayım ve muhtemelen bu hafta sonu bitecek bu dizi.
Seinfeld, coupling, it crowd, friends gibi dizileri severek izleyen birine bir sonraki dizisinin ne olmasını tavsiye edersiniz. (genel itibariyle 90lar 2binlerin dizileri)
Seinfeld, coupling, it crowd, friends gibi dizileri severek izleyen birine bir sonraki dizisinin ne olmasını tavsiye edersiniz. (genel itibariyle 90lar 2binlerin dizileri)
0
Community, Arrested Development gibi dizilerden zevk alabilirsin bence. Bir göz at derim.
0
Black Books. Yazdıkalrının hepsini de izledim ama Black Books'tan aldığım tadı hiçbirinde bulamadım.
0
ya ben lan neyse
neden bu kadar çok sevgili var?bir taraf hadi aşık oldu diyelim. diğer taraf zorla m aşık ediyor kedini?"onlar ergen" demeden önce acaba "ben de onlara dahil miyim?" diye düşündünüz mü?
neden bu kadar çok sevgili var?
bir taraf hadi aşık oldu diyelim. diğer taraf zorla m aşık ediyor kedini?
"onlar ergen" demeden önce acaba "ben de onlara dahil miyim?" diye düşündünüz mü?
bir taraf hadi aşık oldu diyelim. diğer taraf zorla m aşık ediyor kedini?
"onlar ergen" demeden önce acaba "ben de onlara dahil miyim?" diye düşündünüz mü?
0
her iki taraf aşık olacak diy ebir kural mı var sevgili olmak için?
bir de iki taraf aşık olsa bile, illa ki biri diğerinden daha çok sevecek bunun sonu yok ki? çok dert etmeye gerek yok bence.
az aşık çok aşık sonuç da sevgililik iyidir, seviniz sevdiriniz.
bir de iki taraf aşık olsa bile, illa ki biri diğerinden daha çok sevecek bunun sonu yok ki? çok dert etmeye gerek yok bence.
az aşık çok aşık sonuç da sevgililik iyidir, seviniz sevdiriniz.
0
azla yetınıyorlar. ya da zamanla sevıyorlardır. bırı sana asıkken zıhnını oymaya baslıyor aslında farkında olmasa da. sonra bır bakıyorsun o oyuklarda gül yaprakları birikmiş. kokuyor mis gibi. belli olmaz ki.
0
buna her ıkı tarafında aşık olması demeyelım bunun boyutu cok fazla.
gercekten sohbet edebılen anlasabılen , bır tarafın aşık oldugu bir tarafın saygı gösterdigi ilişkiler var diyelim.
bunları sorgulamak yerine anlaşabiliyormuyuz die sorgula.
gercekten sohbet edebılen anlasabılen , bır tarafın aşık oldugu bir tarafın saygı gösterdigi ilişkiler var diyelim.
bunları sorgulamak yerine anlaşabiliyormuyuz die sorgula.
0
ilişki dinamikleri
aşık-aşık
aşık-seven
aşık-hoşlanan
aşık-ilgi seven
aşık-yalnız
aşık-çıkarcı
çıkarcı-çıkarcı
hoşlanan-deneyelim görelim diyen
seven-seven
seven-deneyen
uzar gider...
böyle bir sürü olasılık arasından gördüğün gibi bir tanesi aşık-aşık
aşık-aşık
aşık-seven
aşık-hoşlanan
aşık-ilgi seven
aşık-yalnız
aşık-çıkarcı
çıkarcı-çıkarcı
hoşlanan-deneyelim görelim diyen
seven-seven
seven-deneyen
uzar gider...
böyle bir sürü olasılık arasından gördüğün gibi bir tanesi aşık-aşık
0
Sevgili olanlar aşık değil. Aşıklar yalnız. Onun için bu kadar az yalnız var.
0
zamanla aşk olmaz bence, biri aşıksa diğeri seviyordur ama aşk anlamında değil, insanlığını seviyordur. bakınız annem ve babam. birbirini hiç tanımazken akrabalar tanıştırmış iyi çocukmuş iyi kızmış diye evlenmişler. aşk yok. mantık evliliği de değil. evde kalmayalım evliliği.
0
ben götümü yırttım yanaşabilmek kendimi anlatabilmek için. ona uygun biriymişim, zaten o yakınlaşma sürecinde iyice sevmişti beni şimdi benden çok seviyor. :)
0
kmlcn
Merhaba duyurucular, ben kız tarafıyım, aslında pek gönül işi de değil, daha çok kafayı yemiş gibi hissediyorum kendimi ama belki mantıklı bir açıklama bulup beni rahatlatırsınız. Bundan 2 ay önce okulun spor salonundan çıkışta bir çocuk geldi yanıma, beni ne zamandır gördüğünü, benimle tanışmak ist
Merhaba duyurucular, ben kız tarafıyım, aslında pek gönül işi de değil, daha çok kafayı yemiş gibi hissediyorum kendimi ama belki mantıklı bir açıklama bulup beni rahatlatırsınız. Bundan 2 ay önce okulun spor salonundan çıkışta bir çocuk geldi yanıma, beni ne zamandır gördüğünü, benimle tanışmak istediğini belirtti, ben de kibarca reddettim çocuğu. İyi günler deyip ayrıldı olay kapandı. O da öğrenciymiş.
Sonrasında kimsesiz çocuklara yardım temalı bir organizasyonda bu çocukla karşılaştım okulda, o da görevliymiş ama sanki hiç reddedilmemiş gibi bir hali vardı. Geldi adımı sordu hangi bölümdensin sen dedi, ben de cevap verdim. Sonra muhabbet falan ettik ama sanki adam benimle ilk kez karşılaşmış gibi. Ben konuşmadan o da muhabbet açmaya çalışmıyor benle özel bir ilgilenmesi de yok, görünce beni selam verip geçiyor her karşılaşmamızda, çocuğa sordum kardeşin falan var mı diye tek çocukmuş olsaydı diğeri diyecektim o derece , en son dayanamadım bir toplantıda onu aslında reddetmek istemediğimi öyle ani gelince huzursuz olduğumu belirttim bu da neden bahsediyorsun dedi bana. Spor salonuna hiç gitmedim ki ben diyor bana. Yüzüm kıpkırmızı oldu. Aynı kişiler olduğuna eminim aynısı her şeyiyle aynısı benzeri değil kesinlikle, ey insanlık amacı nedir bu çocuğun ? ben mi hayal gördüm acaba ?
Sonrasında kimsesiz çocuklara yardım temalı bir organizasyonda bu çocukla karşılaştım okulda, o da görevliymiş ama sanki hiç reddedilmemiş gibi bir hali vardı. Geldi adımı sordu hangi bölümdensin sen dedi, ben de cevap verdim. Sonra muhabbet falan ettik ama sanki adam benimle ilk kez karşılaşmış gibi. Ben konuşmadan o da muhabbet açmaya çalışmıyor benle özel bir ilgilenmesi de yok, görünce beni selam verip geçiyor her karşılaşmamızda, çocuğa sordum kardeşin falan var mı diye tek çocukmuş olsaydı diğeri diyecektim o derece , en son dayanamadım bir toplantıda onu aslında reddetmek istemediğimi öyle ani gelince huzursuz olduğumu belirttim bu da neden bahsediyorsun dedi bana. Spor salonuna hiç gitmedim ki ben diyor bana. Yüzüm kıpkırmızı oldu. Aynı kişiler olduğuna eminim aynısı her şeyiyle aynısı benzeri değil kesinlikle, ey insanlık amacı nedir bu çocuğun ? ben mi hayal gördüm acaba ?
0
ben insanları yüzünü çabuk unutan bir insanım. o yuzden emin olamazdım böyle bir şeyde. ama aynı çocuk olup sizi kandırmışsa helal olsun :)
0
Çocuk da şizofrenik bir durum olabilir. Peki ses tonunu hatırlıyor musun ? Onda da eminsen ya çocuğun psikolojik sorunu var. Ya da seninle dalgasını geçiyor.
0
ya kafan karışmış ya da çocuk dalga geçiyor senle. içinin rahat olması için psikologa/psikiyatriste gidip test yaptırabilirsin istersen.
0
bence önemsiz göstermeye çalışıyor ya da sen karıştırdın çocuğu. hadi kesin sen karıştırmadıysan hiç yaşanmamış gibi yapmış ha tamam de geç.
0
çocuğa koydu herhalde biraz. çok büyük düşünmek gelmedi içimden. kendince intikam alıyodur, egosunu tekrar tatmin ediyodur, kaldıramama hissi ağır gelmiştir biraz. en basiti bunlar çünkü.
0
bence reddedilmenin gazıyla inanılmaz bir trollük yapıyor sana, tüm reddedilen erkeklerin intikamı olsun bu.
0
ya sen o an belkıde yuzune bıle bakmadan reddettın yada goz ucu ıle baktın ve daha sonra tekrar karsılasınca o sandın .
yada cocuk gercekten ıyı oyuncu bır kez reddettıgın ıcın o konuya duruma hıc gerı donmuyor ve bır sonrakı karsılasmanızda sankı ılk defa karsılasmıssınız gıbı kendıne yenı sansını yenı bır baslangıc yaratıyor.
bence durumu sorgulama. devam et.
yada cocuk gercekten ıyı oyuncu bır kez reddettıgın ıcın o konuya duruma hıc gerı donmuyor ve bır sonrakı karsılasmanızda sankı ılk defa karsılasmıssınız gıbı kendıne yenı sansını yenı bır baslangıc yaratıyor.
bence durumu sorgulama. devam et.
0
Yavas yavas kendine aşık edecek, sonra da sen açılacaksın ve seni reddedecek (görüyoruuum görüyoruum)
0
abi adam seni unutmuş! olay bu.
ama çok güzel olmuş. kırmızı da sana çok yakışmış.
ama çok güzel olmuş. kırmızı da sana çok yakışmış.
0
Cocuk bildigin dalga gecmis.
Senin hatan gidip cocuga reddetmek istememistim demen olmus ama.
Haketmissin
Senin hatan gidip cocuga reddetmek istememistim demen olmus ama.
Haketmissin
0
korkma çıldırmazsın, muhteşem bir tezgah kurmuş sana adamı buradan tebrik ediyorum.
0
aynı çocuksa geldi konuştu işe yaramadı, şimdi ilgi göstermeyerek seni kendisine aşık etmiş, tebrik ettim çocuğu valla. demek ki öyle pat diye reddetmemek lazımmış bak hoşlanıyosun şimdi.
0
Ilgisini kaybedince telaslandin mi? Eger cocugun akli dengesi bozuk degilse veya seni unutmamissa guzel oyun yapmis. Zekice.
0
"reddedilmemiş gibi bir hali vardı",
"Ben konuşmadan o da muhabbet açmaya çalışmıyor benle özel bir ilgilenmesi de yok"
evet ablamızın bakış açısına göre erkekler reddedilince pısması gereken, kızların onlara yüz vermesi için devamlı ilgilenmek zorunda olan varlıklar.
sonra bi de aslında reddetmezdim diyor asdfdghfdssdfgffdsa yazık yaa.
kanka sen bence önce kendini sorgula he? ne ayaksın ya?
cevap veriyorum bence sen karıştırmışsın tipleri. başka biri bu.
"Ben konuşmadan o da muhabbet açmaya çalışmıyor benle özel bir ilgilenmesi de yok"
evet ablamızın bakış açısına göre erkekler reddedilince pısması gereken, kızların onlara yüz vermesi için devamlı ilgilenmek zorunda olan varlıklar.
sonra bi de aslında reddetmezdim diyor asdfdghfdssdfgffdsa yazık yaa.
kanka sen bence önce kendini sorgula he? ne ayaksın ya?
cevap veriyorum bence sen karıştırmışsın tipleri. başka biri bu.
0
ikizi falan olmasın:) ciddiyim. bizim okulda yakın bir arkadaşımız vardı.
ikizi de aynı okulda ama farklı bölümdeymiş biz bilmiyorduk. bir gün bunu gördük ne selam veriyor ne bir şey bir de suratımıza gözlerimizin içine falan bakıyor. çok sinir olmuştuk ne bu tavır diye. meğer ikiziymiş.
ikizi de aynı okulda ama farklı bölümdeymiş biz bilmiyorduk. bir gün bunu gördük ne selam veriyor ne bir şey bir de suratımıza gözlerimizin içine falan bakıyor. çok sinir olmuştuk ne bu tavır diye. meğer ikiziymiş.
0
birkaç ay önce bir iş görüşmesine girdim. iş görüşmesinde daha önceki şirketimde çok kısa bir süre çalıştığına emin olduğum bir çocuk girdi. yanında görüşme boyunca iki kişi daha vardı.
benim çalıştığım ve kendisinin de çok kısa dönem çalıştığı şirketi ilk defa duyuyormuş gibi yaptı. ben de hatta sen de bizdeydin filan dedim. yok sen beni başka biriyle karıştırıyorsun filan dedi.
allah allah deyip görüşmeden çıktım. linkedin'de filan arattım çocuğu. hakikaten bizde çalışmış görünmüyor. lan dedim her ayrıntıyı yazmış bunu da atlamazdı çalışsa ben karıştırdım heralde.
sonra haftalar sonra alakasız bir muhabbette biri serkan da kovuldu bizde çalıştığını gizliyor dedi.
oluyor böyle şeyler.
benim çalıştığım ve kendisinin de çok kısa dönem çalıştığı şirketi ilk defa duyuyormuş gibi yaptı. ben de hatta sen de bizdeydin filan dedim. yok sen beni başka biriyle karıştırıyorsun filan dedi.
allah allah deyip görüşmeden çıktım. linkedin'de filan arattım çocuğu. hakikaten bizde çalışmış görünmüyor. lan dedim her ayrıntıyı yazmış bunu da atlamazdı çalışsa ben karıştırdım heralde.
sonra haftalar sonra alakasız bir muhabbette biri serkan da kovuldu bizde çalıştığını gizliyor dedi.
oluyor böyle şeyler.
0
Birbirinin tıpatıp aynısı iki insan senle iletişime girmişse çıldırıyo olma ihtimalin yok.
bence intikam planına başla :)
bence intikam planına başla :)
0
neil manke
eu west serverında elo hell'in dibine vurdum. ranked'a silver III kümesinde başladım ama o kadar çok noob geldi ki şu an 24 win 46 defeat var ve ben şu an silver V'de olduğum halde bronz 4 ve 5'ten orospu çocuklarıyla oyun oynamak zorunda kalıyorum. biraz önce adam ashe dışında oynayamıyorum dedi ve
eu west serverında elo hell'in dibine vurdum. ranked'a silver III kümesinde başladım ama o kadar çok noob geldi ki şu an 24 win 46 defeat var ve ben şu an silver V'de olduğum halde bronz 4 ve 5'ten orospu çocuklarıyla oyun oynamak zorunda kalıyorum. biraz önce adam ashe dışında oynayamıyorum dedi ve troll pick yaptı ya ranked oyuna girmiş bir de bu. ne yapayım ne edeyim de elo hell'den kurtulayım? yoksa sezon 4'e kadar bana rahat yok mu?
0
yeni sezonu bekle, şu saatten sonra ladder kasmak manasız, yeni sezona duo partner bul.
0
Genelde gece 12'den sonra girip öyle deniyorum ben. Şu an bronze 3 üm. Bu sayede biraz da şansla bronze 1 e kadar çıktım.
Niye 12'den sonra? Çünkü çoluk çocuk o zaman yatıyor. Ancak bu seferde sarhoş, kafası güzel yetişkinler denk geliyor. Ancak onların sayısı çocuklardan daha az olduğu için düzgün adamlarla oynama şansın artıyor.
Devorgilla'nın dediği gibi duo oynamak daha mantıklı.
Niye 12'den sonra? Çünkü çoluk çocuk o zaman yatıyor. Ancak bu seferde sarhoş, kafası güzel yetişkinler denk geliyor. Ancak onların sayısı çocuklardan daha az olduğu için düzgün adamlarla oynama şansın artıyor.
Devorgilla'nın dediği gibi duo oynamak daha mantıklı.
0
Dakika 40, bronze 1, ranked oyun, acayip farkla yenilmemize ragmen pushluyoruz oyun cekismeli geciyor, takimdan birinin dedigi su:
Ben kasarsam late game de ceviricez.
North America da baslamistim oyuna, westte de eastte de oynadim, ama turkiye serveri gibisi yok. Diger serverlarda sansin daha da artar.
Ben kasarsam late game de ceviricez.
North America da baslamistim oyuna, westte de eastte de oynadim, ama turkiye serveri gibisi yok. Diger serverlarda sansin daha da artar.
0
gonul_isleri
bordo pantolon alsam mı kızlar? yoksa erkek adamı bozar mı?yakışır mı yakışmaz mı?http://arzumuzun.files.wordpress.com/2010/02/dsc_8050.jpghttp://blog.bizde.com/wp-content/uploads/2012/11/bordo-pantolon-erkek-modas%C4%B1-2012-20131.jpghttp://images.alisveriskulupleri.com/daybuyday/2013/03/california
bordo pantolon alsam mı kızlar? yoksa erkek adamı bozar mı?
yakışır mı yakışmaz mı?
arzumuzun.files.wordpress.com
blog.bizde.com
images.alisveriskulupleri.com
www.marcamarca.com.tr
lcdn1.lmng.net
galeri4.uludagsozluk.com
yakışır mı yakışmaz mı?
arzumuzun.files.wordpress.com
blog.bizde.com
images.alisveriskulupleri.com
www.marcamarca.com.tr
lcdn1.lmng.net
galeri4.uludagsozluk.com
0
bozmaz neden bozsun.
ben kırmızı kot şort giyiyorum, çok da yakışıyor, yakıştırmak önemli.
ben kırmızı kot şort giyiyorum, çok da yakışıyor, yakıştırmak önemli.
0
hipster'sanız giymeyin. hippi-entel tarzdaysanız giyin :) ikisi de değilseniz fark etmez.
0
giyilir giyilmez, yakışır yakışmaz meselesi değil de, bence birden moda olduğu için son günlerde herkes giyiyor ve ayağa düştü.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
Selamlar.Çok canım sıkıldı öncelikle, mazur görün.Atıyorum sihirli lamba buldunuz falan, bir şey oldu, aşağıdakilerden birisine bu geceden itibaren sahip olma şansınız var diyelim. Hangisini seçerdiniz?- İstediğiniz herhangi bir yabancı dili ana dil seviyesinde bilmek.- İstediğiniz herhangi bir enst
Selamlar.
Çok canım sıkıldı öncelikle, mazur görün.
Atıyorum sihirli lamba buldunuz falan, bir şey oldu, aşağıdakilerden birisine bu geceden itibaren sahip olma şansınız var diyelim. Hangisini seçerdiniz?
- İstediğiniz herhangi bir yabancı dili ana dil seviyesinde bilmek.
- İstediğiniz herhangi bir enstrümanı çok iyi şekilde çalabilmek.
- 250 bin tl nakit.
- Seçtiğiniz 15 tane ünlüyle sevişmek.
- Belirlediğiniz 5 tane kritere uyan bir sevgili.
Not: Seçiminizle beraber detaylarını da yazarsanız güzel olur. Mesela yabancı dili seçtiniz, hangi dil? Ya da sevgiliyi seçtiniz, kriterleriniz neler? Gibi.
Çok canım sıkıldı öncelikle, mazur görün.
Atıyorum sihirli lamba buldunuz falan, bir şey oldu, aşağıdakilerden birisine bu geceden itibaren sahip olma şansınız var diyelim. Hangisini seçerdiniz?
- İstediğiniz herhangi bir yabancı dili ana dil seviyesinde bilmek.
- İstediğiniz herhangi bir enstrümanı çok iyi şekilde çalabilmek.
- 250 bin tl nakit.
- Seçtiğiniz 15 tane ünlüyle sevişmek.
- Belirlediğiniz 5 tane kritere uyan bir sevgili.
Not: Seçiminizle beraber detaylarını da yazarsanız güzel olur. Mesela yabancı dili seçtiniz, hangi dil? Ya da sevgiliyi seçtiniz, kriterleriniz neler? Gibi.
0
enstrüman, bir enstrümanın virtüözü olabilmek paha biçilemez bir şeydir.
ilk seçeneği tam yapamasam da işime yarayacak şekilde bu özelliğe sahip olabilirim.
3. seçenek para, kazanılır bir para.
4. seçenek gereksiz
5. seçenek de benim için garip, sevgili şöyle olmalıdır gibi kriterler bana saçma gelir.
ilk seçeneği tam yapamasam da işime yarayacak şekilde bu özelliğe sahip olabilirim.
3. seçenek para, kazanılır bir para.
4. seçenek gereksiz
5. seçenek de benim için garip, sevgili şöyle olmalıdır gibi kriterler bana saçma gelir.
0
benimde canım sıkılıyor zaten cevap yazayım
Seçtiğiniz 15 tane ünlüyle sevişme şansı.
her gördüğümde ah çektiğim ünlü kadınlar var, estella warren bunlardan biri
Seçtiğiniz 15 tane ünlüyle sevişme şansı.
her gördüğümde ah çektiğim ünlü kadınlar var, estella warren bunlardan biri
0
parayı seçerdim.
mantıklı bir şekilde değerlendirilebilirse,ne bileyim bir yatırım mesela. hayatımı bir nebze garantiye aldıktan sonra dil için yurtdışına gitmeyi düşüdürdüm mesela. dilimi geliştirebilirdim.
enstrüman çalmak yapılamaycak şey değil. ha tabiki çok iyi çalmak ayrı, ama illaki çalmayı öğrenebilirsin.
paran olursa seksi de satın alabilirsin. elbetteki ünlülerle değil ama olsun.
mantıklı bir şekilde değerlendirilebilirse,ne bileyim bir yatırım mesela. hayatımı bir nebze garantiye aldıktan sonra dil için yurtdışına gitmeyi düşüdürdüm mesela. dilimi geliştirebilirdim.
enstrüman çalmak yapılamaycak şey değil. ha tabiki çok iyi çalmak ayrı, ama illaki çalmayı öğrenebilirsin.
paran olursa seksi de satın alabilirsin. elbetteki ünlülerle değil ama olsun.
0
250.000 tl'yi alır amerikada orta halli bir üniversitede fizik bölümüne başvurur adam gibi okurdum. hatta cumartesi günü sayısal lotodan para çıkarsa aynen bunu yapacam ya da bir yerden toplu bir para bulursam.
0
parayı seçerdim. üstte de söylenmiş ama o miktarda bir paraya sahip olduktan sonra gerisi gelir.
0
250 bini alir gayrimenkule girer oradan gelecek kirayla yasardim.
Evet duz adamim. .
Evet duz adamim. .
0
- Seçtiğiniz 15 tane ünlüyle sevişmek haricindeki seçeneklerin hiçbiri imkansız değil. o yüzden bunu seçerdim.
0
250.000 tl parayi secerim;digerleri hayatimin gidisatini cok fazla etkilemez ama o para kimseye bagimli olmadan istedigim hayati yasamam icin yeter de artar bile su asamada.
0
enstrüman tabi ki. çok iyi derecede çalıp ünlü ol,
-250bin tl'yi kısa zamanda kazan
-zaten rock star olunca 15 ünlüyle sevişirsin istersen
-bu 15 ünlünün 5 ini seçtiğin kriterlere bile uydurabilirsin veya hayranlarından bulursun
-sonra hoca tutup dil öğrenirsin, dünya turnelerinde geliştirirsin.
ayrıca müzik yapmanın tadı ayrı.
-250bin tl'yi kısa zamanda kazan
-zaten rock star olunca 15 ünlüyle sevişirsin istersen
-bu 15 ünlünün 5 ini seçtiğin kriterlere bile uydurabilirsin veya hayranlarından bulursun
-sonra hoca tutup dil öğrenirsin, dünya turnelerinde geliştirirsin.
ayrıca müzik yapmanın tadı ayrı.
0
virtüöz olacaksak enstrüman şıkkı. elektro gitar olurdu büyük ihtimal. sonra diğer seçenekleri bir şekilde elde etme fırsatım olabilirdi bu sayede.
0
Enstrüman.
Yabancı dil: O kadar da işime yaramaz. Zaten İngilizce çok iyi.
Para: Elbet kazanırım o parayı er ya da geç. Hayatımı kurtarmak, emekliye ayrılmak kadar büyük bir meblağ değil. Zaten o enstrümanla bol bol para da kazanabilirim.
Sevişmek: Ünlülerle olmasa da sevişmek derdim yok. O enstrüman zaten beni seviştirir de, ünlü olmasa da gayet standardımın üzerindekilerle.
Sevgili: İstersem aradığım kriterlerde sevgili bulabileceğimi düşünüyorum.
Enstrüman ise bir yandan öteki seçeneklerden bazılarını bir nebze bana sağlayabilir, öte yandan ise, onu çalarken aldığım hazzı paraya/sevişmeye vs tercih edeceğim zaten.
Yabancı dil: O kadar da işime yaramaz. Zaten İngilizce çok iyi.
Para: Elbet kazanırım o parayı er ya da geç. Hayatımı kurtarmak, emekliye ayrılmak kadar büyük bir meblağ değil. Zaten o enstrümanla bol bol para da kazanabilirim.
Sevişmek: Ünlülerle olmasa da sevişmek derdim yok. O enstrüman zaten beni seviştirir de, ünlü olmasa da gayet standardımın üzerindekilerle.
Sevgili: İstersem aradığım kriterlerde sevgili bulabileceğimi düşünüyorum.
Enstrüman ise bir yandan öteki seçeneklerden bazılarını bir nebze bana sağlayabilir, öte yandan ise, onu çalarken aldığım hazzı paraya/sevişmeye vs tercih edeceğim zaten.
0
Parayi secerdim.
Su siralar heves edipte alamadigim ve hicbir zaman alamayacagimi bildigim bir cok sey var...
Su siralar heves edipte alamadigim ve hicbir zaman alamayacagimi bildigim bir cok sey var...
0
fuerteventura
öğretmenlikten müdürlüğe, müdür yardımcılığına nasıl terfi ediliyor? öğretmen ya da müdür olacağımdan değil aklıma geldi gece gece.
öğretmenlikten müdürlüğe, müdür yardımcılığına nasıl terfi ediliyor? öğretmen ya da müdür olacağımdan değil aklıma geldi gece gece.
0
sınavla. yeni yasaya göre müdürlük sınavı için 1 yıl müdür yardımcılığı yapmak, müdür yardımcılığı sınavı için en az 2 yıl kadrolu öğretmenlik yapmak ve son 4 yıl içinde disiplin cezası almamak gerekiyor.
0
mattiadestro
bi haftadır kardeşim övüyor bunu. bugün alayım bakayım dedim tadı bildiğin negro. püskeviti azıcık daha sert ve bitterli gibi. öyle ahım şahım bi şey değil. yoksa ben mi tat alamıyorum?
bi haftadır kardeşim övüyor bunu. bugün alayım bakayım dedim tadı bildiğin negro. püskeviti azıcık daha sert ve bitterli gibi. öyle ahım şahım bi şey değil. yoksa ben mi tat alamıyorum?
0
Abartanlar var ama bence Oreo Negro'ya 1000 basar. Neden bilmiyorum ama tadında bir hoşluk var.
0
sütle iyi gidiyor oreo fakat negro sütle iyi gitmiyor. Oreonun biskuvisi daha güzel geldi bana ayrıca ama kreması o kadar iyi değil
0
"tadı bildiğin negro"
Yok canım o kadar da değil. Oreo Negro'ya 1000 basar +1 ve çok abartanlar var evet ama hepsinden daha güzel bence.
Yok canım o kadar da değil. Oreo Negro'ya 1000 basar +1 ve çok abartanlar var evet ama hepsinden daha güzel bence.
0
sütle denemediğim için birşey diyemiyorum. ama düz yediğimde öyle fazla bir fark alamadım. sanırım bende sorun var :)
0
bence overrated. en güzeli eti'nin kakaolu kare bisküvisi, üstüne tanımam.
0
etna
Evet ise nasıl?
Evet ise nasıl?
0
Birinin hayatında koşulsuz şekilde (çıkar, kar, fayda amacı olmadan) var olmak bence yeteri kadar ispattır.
0
eğer iki seçenek arasında kalınca sürekli sizi seçiyorsa sizi seviyordur.
eğer iki seçenek arasında kalınca sürekli onu seçiyorsanız onu seviyorsunuzdur.
eğer iki seçenek arasında kalınca sürekli onu seçiyorsanız onu seviyorsunuzdur.
0
ispatlanır milyonlarca şekilde evet fakat ispatlanmaya ihtiyaç duyuyorsa orada bir sıkıntı var tabi.
0
küçük şeylerde bile görebilirsin istersen.
arabadan kapısını açmak üzere indin, diğer tarafa ulaştığında kapısını açmış ya da en azından eli kapıya gitmişse,
yolda karşıdan karşıya geçerken farkında olmadan sırtından kolunla yönlendiriyor, koruma güdüsüyle hareket ediyorsan,
elinde iki aynı şey var, elma olsun mesela ne olduğu farketmez, hiç düşünmeden iyi olanı ona veriyorsan,
hiç sormasa, istemese de, üşüdüğünü düşündüğünde ceketini çıkarıp omuzlarına bırakıyorsan,
gözlerinin en derinine bakıp, gözlerini hiç ayırmak istemiyorsan
farkına vardığını düşündüğünde utanacağını bildiğin bir durum var ve bunu hiç çaktırmadan düzeltiyorsan
gibi gibi.
arabadan kapısını açmak üzere indin, diğer tarafa ulaştığında kapısını açmış ya da en azından eli kapıya gitmişse,
yolda karşıdan karşıya geçerken farkında olmadan sırtından kolunla yönlendiriyor, koruma güdüsüyle hareket ediyorsan,
elinde iki aynı şey var, elma olsun mesela ne olduğu farketmez, hiç düşünmeden iyi olanı ona veriyorsan,
hiç sormasa, istemese de, üşüdüğünü düşündüğünde ceketini çıkarıp omuzlarına bırakıyorsan,
gözlerinin en derinine bakıp, gözlerini hiç ayırmak istemiyorsan
farkına vardığını düşündüğünde utanacağını bildiğin bir durum var ve bunu hiç çaktırmadan düzeltiyorsan
gibi gibi.
0
gece beraber uyurken yaz günü dahi olsa, sevdiğinin üzerini örtmek istersin, o uyurken yavas adımlarla hareket edersin ki uyanmasın, kahvaltıda cok sevdıgı peynirden alırsın, onun ıcın bır aksam "yoldan geldi belki acıkmıstır" dıye en sevdıgı corbadan yaparsın, aldıgı hedıyelerının kutusunu hep saklarsın, öperken gözlerini gözlerinden hıc ayırmazsın ve hep orada mahsur kalmak ıstersın, uzun uzun hıc konusmadan ama aslında cok sey ıfade eden bakıslarla bakarsın sevdıgıne, beraber muzık dınlerken gozlerını kapatırsın, ellerını tutup yanında olmanın huzurunu hıssedersın, yagmurlu bır aksam moda sokaklarında yururken semsıyenın altında dudaklarını öper, sıkı sıkı sarılırsın, ellerini hıc bırakmazsın. hıc bılmedıgın bır sehrı onunla kesfedersın, uzun uzun yürümekten hıc ama hıc yorulmazsın cunku her anın sevdıgınle guzeldir, her anını ayrı özel kılarsın.
0
norek
size anlatacağım şey içimdeki ikinci kişinin nasıl ortaya çıktığıdır. yaşımın çok büyük olmadığını hatırlatarak başlayım. ergenim evet. çünkü bu yaşananlar yaşı daha ileri bi vatandaşa belki bu kadar koymaz lakin beni beni öylesine etkiledi ki etrafımdaki tüm bayanlara karşı mesafeliyim, bu olaylard
size anlatacağım şey içimdeki ikinci kişinin nasıl ortaya çıktığıdır. yaşımın çok büyük olmadığını hatırlatarak başlayım. ergenim evet. çünkü bu yaşananlar yaşı daha ileri bi vatandaşa belki bu kadar koymaz lakin beni beni öylesine etkiledi ki etrafımdaki tüm bayanlara karşı mesafeliyim, bu olaylardan sonra aklımın ucundan kimseyle birlikte olmak geçmiyor.
bir kaç kişiyle paylaştım, daha çok tanımadığım insanlar olmasına dikkat ettim bu kişilerin fakat daha büyük bi kitlenin yorumunu almak istiyorum (tabi okursanız). ilgi çeksin diye betimlemelere dikkat ederek, dramatize ederek anlatmaya çalışacağım.
polonya'ya okumaya gittim, 48 saatlik bi yolculuk. uçaklar trenler...
iki spor çantam var, bi de sırt çantam, yoruldum tabi uykusuz kaldım.o yorgunluğun üstüne bile olsa hareketli bi şeyler yapmak istiyorum tabi gitmişim oralara kadar.
bana verilen odaya çıktım. yurdun 7. katı. mutfak banyo oda harika her şey. mentorum (ela) dedi ki bak bu oda iki kişilik, bu sabah biri daha yerleşti, ama tanımıyorum. sonra siz tanışırsınız, şu an burada değil ama. çıktım odaya, bi güzel koku, çok sade bi havası var, aydınlık. dedim düzenliymiş artık kimse oda arkadaşım.
baktım ingilizce bi kitap. masanın kenarında. çok güzel düzenlenmiş, serilmiş yatağın yanında masanın ucunda. aldım elime. romandı. karıştırdım sayfaları. ingilizce notlar çıkarılmıştı. aklıma nerden estiyse dedim ki "iyi, britanyalı oda arkadaşım oldu."
yurt 11 katlı, 12. katta yani çatıda gözlemevi var. o gece hoşgeldin partisi olacak o sene yeni gelen öğrencilere.
hazırlandım erkenden, şehir merkezine yürüdüm zaten küçük bi şehir.
geri geldim, oda yine boş. parfüm kokuyor.
ben de hazırlandım çıktım çatıya. o gün tanıştığım arkadaşlar orada. selamlaştım geçtim yanlarına biramı alıp.
üç tane ispanyol bunlar bu arada. angel, andres, samuel. andres yanımda onunla konuşuyoruz. bi kız gördüm. saçları altın sarısı. altından daha sarı. güneş gibi parlıyor. hafif balık etli. yüzünde öyle bir ifade var ki... dersin ya birisi için "bu kişiden hayatta kimseye zarar gelmez" diye. öyle işte. nasıl gülüyor ama. aklım gitti. ishal olmuş gibi hissettim kalbim sıkıştı. andres var yanımda, dedim "abi who is this girl? that one, do you know her?" sikine takmadı pek o, "i dont know. go ask her" dedi.
kafamı bi kaldırdım, kız yok. kayboldu.
ama ne kayboluş. çok gizemliydi.
o partide bulunduğum her saniye o kızı aradım gözümle. sordum ela'ya tarif ettim. yok tanımıyor. nereli, nereden gelmiş, yeni mi gelmiş benim gibi, odası neresi... tanımıyorlar.parti bitecek artık kimse kalmadı, sarhoş muhabbeti başladı. ben yüzüm asık aşağı indim 8. kata kadar. ama hiç de bakmadım gerçekten 8. kata mı indim diye. zaten hafif sarhoşum...
ittim kapıyı açıldı. o ilk kapıdan sonra sol taraf banyo ve tuvalet. sağ taraf mutfak, karşısı da oda. odanın kapısının üzerinde buzlu camlı bi pencere var eski tip türk dairelerindeki gibi. oradan loş bi ışık vuruyor karanlık koridora. ben sağa döndüm mutfağa. su içtim.
banyoya girdim, yüzümü yıkadım, kafamı ıslattım. bu arada o loş ışıktan anladım ki (masa lambası o loş ışık) oda arkadaşım gelmiş.
içeri girdim.
içeri girdim ama daha girerken anladım burada bi terslik var.
çünkü fazlaca sessiz her taraf. yani odada biri olduğunu biliyorum ama sessizce oturuyor. neden sessizce otursun ki internet falan var. ama sessizce oturuyor. içeride kimsenin olmama ihtimali yok mu, tabi ki var. ama hayır ben anladım içgüdüsel olarak mı artık bi şey çekti mi beni oraya...
kapıyı yavaşça açtım, oda kare şeklinde tam karşıda sol ve karşı duvarın köşesine dayanmış bi yatak ve o yataktan başlayıp sağ duvara kadar devam eden karşı duvara yapışık uzunca bi masa ve iki adet sandalye.
sol tarafımda kapının açıldığı duvara dayalı ikinci yatak, sağ duvara yapışık kapıdan masaya kadar dolaplar.
masa lambası beni yanılttı sanki. çünkü karşıdaki yatağa uzanmış kitap okuyan birisi vardı. fakat o sarışın kıza benziyodu. kız kitaptan başını kaldırıp bana baktı. iki mavi göz vurdu beni. çivilendim kaldım durduğum yere.
sarışın kızdı. benim sarışın. ben yapılabilecek en salakça şeyi yapıp en öküzce potumu kırdım o an.
pardon yanlış odaya geldim herhalde deyip dışarı çıktım.
kız tek kelime edemedi. ben çıktım odadan. ama kalp krizi geçirecem nerdeyse.
çıktım dış kapıya kadar. doğru oda. mecbur mal gibi içeri girdim tekrar.
kız gülümsüyor bana. ben de gülümsedim de ben inanılmaz utanıyorum tabi. kız elinde o kitabı tutuyor. ingilizce notların olduğu.
tanıştık. sabaha kadar konuştuk.
kızın bi bakışı vardı, içime kızgın şişler sokup çıkarıyorlar. oradan görünmez olup hoplaya zıplaya uzaklaşmak istiyorum. bakmasın bana öyle diyorum. (kız ortak arkadaşlarımızdan kimseye de o kadar güzel gelmedi nedense) ama benim için dünyanın en güzel insanı.
o gün öyle geçti. inanılmaz iyi kalpli, şevkatli, barışçıl, yani nasıl tarif edeyim kızda dünyanın tüm güzel şeyleri toplanmış. zerre kötülük negatiflik yok. çok sevgi dolu.
ben zaten ilk gördüğüm an aşık oldum. iki hafta nasıl geçti anlamadım. her hareketime dikkat ediyorum. sabah markete koşuyorum o yorulmasın diye. daha büyük çaplı alışverişlerimize beraber çıkıyoruz, beraber yemek yapıyoruz, kahkaha muhabbet, lig maçlarını izliyoruz (hiç kaçırmam)...
iki hafta sonra yataklarımızı birleştirdik -bu esnada ne kadar mutlu olduğumu hayal bile edemezsiniz. hayallerinizdeki insanı bulduğunuzu düşünün-.
değişim öğrencisiydi hepimiz gibi (sonradan hepimiz kalmayı seçtik orada). ufak tefek bi kaç problem çıksa da inanılmaz güzel gidiyordu her şey. yanında uyurken bile eğleniyordum ya. inanılmaz mutluydum.
bisikletle göle gidiyorduk, ormana gidiyorduk, hayvanat bahçesine gidiyorduk, alışverişe gidiyorduk, buz patenine gittik, araba kiraladık almanya'ya gittik vs...
şubat ayı geldi. gidip kalma mevzusu çıktı ortaya. tabi herkes kalacaktı yani hesaplarım öyleydi. çok güzel bi arkadaşlık vardı herkesle aramızda. arkadaş grubumuz çok iyiydi.
bi gece bi konuşma yaptık. bizim için gelecek yok dedi. bi yerde bitecek mutlaka bu dedi. ne zamana kadar bekleyebilirim ki dedi. buz gibi terliyorum ben bu sırada. konuşamıyorum.
sonunda konuştum. bekletmem seni dedim. okul biter bitmez beraber iş ararız dedim. dedim de dedim. her türlü ikna etmeye çalıştım.
olmadı. dönüyorum ben dedi.
hazırlandı yavaş yavaş. ben oturup onu izledim. bavulunu topladı, ben oturdum onu izledim. banyodaki eşyalarını topladı, ben onu izledim.
akşam son kez maç izledik beraber. sabah oldu. uyandık. kahvaltı yapmadan çıktık.
konuşmadık hiç. öpüşmedik de. trene bindi. hoşçakal dedi, gitti.
ağlamadım. yani tamam dedim ya ben oldu yani kabullendim. ağlamadım. bi şişe votka aldım tesco'dan. geçtim odama. salı sabahıydı.
ertesi hafta çarşambaya kadar hayatım normaldi. ağlamadım bile. sesimi çıkarmadım. yaptığım hiçbir şey beni eğlendirmedi ama gerilmedim de.
bi sonraki hafta çarşamba günü, türklerin odasına çıktım muhabbet falan ederiz diye. kafam dopdolu.
ufak bi tartışma çıktı. küçücük bi mesele. bi patladım ben... bi ağladım... gırtlağım yırtılacaktı. elimde bardak vardı sıkarak parçaladım (baş parmağımda izi duruyor hala). kafamı duvarlara vurdum. pencereye koştum atlamak için.
beni beş kişi tuttular. (o odanın tüm sakinleri 2+3) ağlamaktan başım patladı. tir tir titredim sinirden.
o gece o türklerin yan odasındaki arkadaşlarda kaldım. geberene kadar içtim. o gece içtim, ertesi gün içtim. bi sonraki gün içtim. o hafta içtim.
derslere gitmeye çalışıyorum, anlatılanı anlamıyorum, bunalıyorum. hava inanılmaz kötü. dondurucu bir soğuk, umrumda değil. içeri geçesim gelmiyor.
türkiye'ye geldim şubatta. kendime gelemedim.
üç hafta annemin evinde kaldım. evden çıkmadım. yataktan çıkmadım. toplayamadım kendimi. bilgisayarı açamadım.
sonra geri döndüm.
manken gibi bi kız geldi o dönemin başında. ispanyol. (ilk anlatılan kız finlandiyalı) o dönem de onunla birlikteydik. o geldi odaya.
olmadı ama yine unutamadım. o daha az kaldı. sonra başka biriyle birlikte olmaya başladı.
su gibi içtim. durmadan oyun oynadım.
yaklaşık bir sene önce ekonomik sebeplerden türkiye'ye temelli dönmek zorunda kaldım.
kendimi toparladım da, aşk olayı bitti bende tamamen. etrafımdaki kızlardan rahatsızlık duymaya başladım.
şimdi var bi kaç tane eskilerden falan. arada gelirler takılırız. dışarı çıkarım arkadaşlarla (6 kişilik bi grubumuz var, sürekli beraberiz). onun dışında ikili ilişki işi bitti bende.
bi insan bu kadar mutlu olur mu demiştim içimden. biteceğini aklıma getirmek istemedim o güzel günlerin. aklıma geldikçe sinirleniyorum, sağa sola saldıracak gibi oluyorum. yumruklarımı sıkıyorum yürürken.
facebook stalker'ı oldum, her gün bakıyorum, seyrediyorum. resmi monitorde açık duruyor ben kalkıp yürüyorum odanın içinde, yaşadıklarımızı düşünüyorum (bu arada bahsi geçen herkesin fotoğrafını özel mesaj aracılığıyla ulaşanlara gösterebilirim).
bu olaylardan sonra sadece bir kişiye aşık olduğumu hissettim. geçmişimde yer etmiş bi vatandaştı o da. konuşamadım cesaret edip (çok farklı sebeplerden dolayı), bir kaç gün sonra unuttum onu da.
var mı aynı duyguları paylaşan, kendini aynı durumda hisseden?
ne tavsiye edersiniz?
teşekkürler.
bir kaç kişiyle paylaştım, daha çok tanımadığım insanlar olmasına dikkat ettim bu kişilerin fakat daha büyük bi kitlenin yorumunu almak istiyorum (tabi okursanız). ilgi çeksin diye betimlemelere dikkat ederek, dramatize ederek anlatmaya çalışacağım.
polonya'ya okumaya gittim, 48 saatlik bi yolculuk. uçaklar trenler...
iki spor çantam var, bi de sırt çantam, yoruldum tabi uykusuz kaldım.o yorgunluğun üstüne bile olsa hareketli bi şeyler yapmak istiyorum tabi gitmişim oralara kadar.
bana verilen odaya çıktım. yurdun 7. katı. mutfak banyo oda harika her şey. mentorum (ela) dedi ki bak bu oda iki kişilik, bu sabah biri daha yerleşti, ama tanımıyorum. sonra siz tanışırsınız, şu an burada değil ama. çıktım odaya, bi güzel koku, çok sade bi havası var, aydınlık. dedim düzenliymiş artık kimse oda arkadaşım.
baktım ingilizce bi kitap. masanın kenarında. çok güzel düzenlenmiş, serilmiş yatağın yanında masanın ucunda. aldım elime. romandı. karıştırdım sayfaları. ingilizce notlar çıkarılmıştı. aklıma nerden estiyse dedim ki "iyi, britanyalı oda arkadaşım oldu."
yurt 11 katlı, 12. katta yani çatıda gözlemevi var. o gece hoşgeldin partisi olacak o sene yeni gelen öğrencilere.
hazırlandım erkenden, şehir merkezine yürüdüm zaten küçük bi şehir.
geri geldim, oda yine boş. parfüm kokuyor.
ben de hazırlandım çıktım çatıya. o gün tanıştığım arkadaşlar orada. selamlaştım geçtim yanlarına biramı alıp.
üç tane ispanyol bunlar bu arada. angel, andres, samuel. andres yanımda onunla konuşuyoruz. bi kız gördüm. saçları altın sarısı. altından daha sarı. güneş gibi parlıyor. hafif balık etli. yüzünde öyle bir ifade var ki... dersin ya birisi için "bu kişiden hayatta kimseye zarar gelmez" diye. öyle işte. nasıl gülüyor ama. aklım gitti. ishal olmuş gibi hissettim kalbim sıkıştı. andres var yanımda, dedim "abi who is this girl? that one, do you know her?" sikine takmadı pek o, "i dont know. go ask her" dedi.
kafamı bi kaldırdım, kız yok. kayboldu.
ama ne kayboluş. çok gizemliydi.
o partide bulunduğum her saniye o kızı aradım gözümle. sordum ela'ya tarif ettim. yok tanımıyor. nereli, nereden gelmiş, yeni mi gelmiş benim gibi, odası neresi... tanımıyorlar.parti bitecek artık kimse kalmadı, sarhoş muhabbeti başladı. ben yüzüm asık aşağı indim 8. kata kadar. ama hiç de bakmadım gerçekten 8. kata mı indim diye. zaten hafif sarhoşum...
ittim kapıyı açıldı. o ilk kapıdan sonra sol taraf banyo ve tuvalet. sağ taraf mutfak, karşısı da oda. odanın kapısının üzerinde buzlu camlı bi pencere var eski tip türk dairelerindeki gibi. oradan loş bi ışık vuruyor karanlık koridora. ben sağa döndüm mutfağa. su içtim.
banyoya girdim, yüzümü yıkadım, kafamı ıslattım. bu arada o loş ışıktan anladım ki (masa lambası o loş ışık) oda arkadaşım gelmiş.
içeri girdim.
içeri girdim ama daha girerken anladım burada bi terslik var.
çünkü fazlaca sessiz her taraf. yani odada biri olduğunu biliyorum ama sessizce oturuyor. neden sessizce otursun ki internet falan var. ama sessizce oturuyor. içeride kimsenin olmama ihtimali yok mu, tabi ki var. ama hayır ben anladım içgüdüsel olarak mı artık bi şey çekti mi beni oraya...
kapıyı yavaşça açtım, oda kare şeklinde tam karşıda sol ve karşı duvarın köşesine dayanmış bi yatak ve o yataktan başlayıp sağ duvara kadar devam eden karşı duvara yapışık uzunca bi masa ve iki adet sandalye.
sol tarafımda kapının açıldığı duvara dayalı ikinci yatak, sağ duvara yapışık kapıdan masaya kadar dolaplar.
masa lambası beni yanılttı sanki. çünkü karşıdaki yatağa uzanmış kitap okuyan birisi vardı. fakat o sarışın kıza benziyodu. kız kitaptan başını kaldırıp bana baktı. iki mavi göz vurdu beni. çivilendim kaldım durduğum yere.
sarışın kızdı. benim sarışın. ben yapılabilecek en salakça şeyi yapıp en öküzce potumu kırdım o an.
pardon yanlış odaya geldim herhalde deyip dışarı çıktım.
kız tek kelime edemedi. ben çıktım odadan. ama kalp krizi geçirecem nerdeyse.
çıktım dış kapıya kadar. doğru oda. mecbur mal gibi içeri girdim tekrar.
kız gülümsüyor bana. ben de gülümsedim de ben inanılmaz utanıyorum tabi. kız elinde o kitabı tutuyor. ingilizce notların olduğu.
tanıştık. sabaha kadar konuştuk.
kızın bi bakışı vardı, içime kızgın şişler sokup çıkarıyorlar. oradan görünmez olup hoplaya zıplaya uzaklaşmak istiyorum. bakmasın bana öyle diyorum. (kız ortak arkadaşlarımızdan kimseye de o kadar güzel gelmedi nedense) ama benim için dünyanın en güzel insanı.
o gün öyle geçti. inanılmaz iyi kalpli, şevkatli, barışçıl, yani nasıl tarif edeyim kızda dünyanın tüm güzel şeyleri toplanmış. zerre kötülük negatiflik yok. çok sevgi dolu.
ben zaten ilk gördüğüm an aşık oldum. iki hafta nasıl geçti anlamadım. her hareketime dikkat ediyorum. sabah markete koşuyorum o yorulmasın diye. daha büyük çaplı alışverişlerimize beraber çıkıyoruz, beraber yemek yapıyoruz, kahkaha muhabbet, lig maçlarını izliyoruz (hiç kaçırmam)...
iki hafta sonra yataklarımızı birleştirdik -bu esnada ne kadar mutlu olduğumu hayal bile edemezsiniz. hayallerinizdeki insanı bulduğunuzu düşünün-.
değişim öğrencisiydi hepimiz gibi (sonradan hepimiz kalmayı seçtik orada). ufak tefek bi kaç problem çıksa da inanılmaz güzel gidiyordu her şey. yanında uyurken bile eğleniyordum ya. inanılmaz mutluydum.
bisikletle göle gidiyorduk, ormana gidiyorduk, hayvanat bahçesine gidiyorduk, alışverişe gidiyorduk, buz patenine gittik, araba kiraladık almanya'ya gittik vs...
şubat ayı geldi. gidip kalma mevzusu çıktı ortaya. tabi herkes kalacaktı yani hesaplarım öyleydi. çok güzel bi arkadaşlık vardı herkesle aramızda. arkadaş grubumuz çok iyiydi.
bi gece bi konuşma yaptık. bizim için gelecek yok dedi. bi yerde bitecek mutlaka bu dedi. ne zamana kadar bekleyebilirim ki dedi. buz gibi terliyorum ben bu sırada. konuşamıyorum.
sonunda konuştum. bekletmem seni dedim. okul biter bitmez beraber iş ararız dedim. dedim de dedim. her türlü ikna etmeye çalıştım.
olmadı. dönüyorum ben dedi.
hazırlandı yavaş yavaş. ben oturup onu izledim. bavulunu topladı, ben oturdum onu izledim. banyodaki eşyalarını topladı, ben onu izledim.
akşam son kez maç izledik beraber. sabah oldu. uyandık. kahvaltı yapmadan çıktık.
konuşmadık hiç. öpüşmedik de. trene bindi. hoşçakal dedi, gitti.
ağlamadım. yani tamam dedim ya ben oldu yani kabullendim. ağlamadım. bi şişe votka aldım tesco'dan. geçtim odama. salı sabahıydı.
ertesi hafta çarşambaya kadar hayatım normaldi. ağlamadım bile. sesimi çıkarmadım. yaptığım hiçbir şey beni eğlendirmedi ama gerilmedim de.
bi sonraki hafta çarşamba günü, türklerin odasına çıktım muhabbet falan ederiz diye. kafam dopdolu.
ufak bi tartışma çıktı. küçücük bi mesele. bi patladım ben... bi ağladım... gırtlağım yırtılacaktı. elimde bardak vardı sıkarak parçaladım (baş parmağımda izi duruyor hala). kafamı duvarlara vurdum. pencereye koştum atlamak için.
beni beş kişi tuttular. (o odanın tüm sakinleri 2+3) ağlamaktan başım patladı. tir tir titredim sinirden.
o gece o türklerin yan odasındaki arkadaşlarda kaldım. geberene kadar içtim. o gece içtim, ertesi gün içtim. bi sonraki gün içtim. o hafta içtim.
derslere gitmeye çalışıyorum, anlatılanı anlamıyorum, bunalıyorum. hava inanılmaz kötü. dondurucu bir soğuk, umrumda değil. içeri geçesim gelmiyor.
türkiye'ye geldim şubatta. kendime gelemedim.
üç hafta annemin evinde kaldım. evden çıkmadım. yataktan çıkmadım. toplayamadım kendimi. bilgisayarı açamadım.
sonra geri döndüm.
manken gibi bi kız geldi o dönemin başında. ispanyol. (ilk anlatılan kız finlandiyalı) o dönem de onunla birlikteydik. o geldi odaya.
olmadı ama yine unutamadım. o daha az kaldı. sonra başka biriyle birlikte olmaya başladı.
su gibi içtim. durmadan oyun oynadım.
yaklaşık bir sene önce ekonomik sebeplerden türkiye'ye temelli dönmek zorunda kaldım.
kendimi toparladım da, aşk olayı bitti bende tamamen. etrafımdaki kızlardan rahatsızlık duymaya başladım.
şimdi var bi kaç tane eskilerden falan. arada gelirler takılırız. dışarı çıkarım arkadaşlarla (6 kişilik bi grubumuz var, sürekli beraberiz). onun dışında ikili ilişki işi bitti bende.
bi insan bu kadar mutlu olur mu demiştim içimden. biteceğini aklıma getirmek istemedim o güzel günlerin. aklıma geldikçe sinirleniyorum, sağa sola saldıracak gibi oluyorum. yumruklarımı sıkıyorum yürürken.
facebook stalker'ı oldum, her gün bakıyorum, seyrediyorum. resmi monitorde açık duruyor ben kalkıp yürüyorum odanın içinde, yaşadıklarımızı düşünüyorum (bu arada bahsi geçen herkesin fotoğrafını özel mesaj aracılığıyla ulaşanlara gösterebilirim).
bu olaylardan sonra sadece bir kişiye aşık olduğumu hissettim. geçmişimde yer etmiş bi vatandaştı o da. konuşamadım cesaret edip (çok farklı sebeplerden dolayı), bir kaç gün sonra unuttum onu da.
var mı aynı duyguları paylaşan, kendini aynı durumda hisseden?
ne tavsiye edersiniz?
teşekkürler.
0
aç bi blues radyosu dinle kanka. ağlaya zırlaya atacaksın sisteminden başka çaren yok. başka kızlarla takılmak unutmayı kolaylaştırır diyorlar.
0
bu ne?
yazar olmaya karar verdin de ilk öykü denemeni buraya mı yazdın?
yazar olmaya karar verdin de ilk öykü denemeni buraya mı yazdın?
0
giderken hüngür hüngür ağlardım ben herhalde.
Feysbuk falan takip etmeyi bırak, onu hatırlatan her şeyi hayatından çıkar olabildiğince, anı ifade eden eşyalar vb. varsa da ya at ya da ulaşamayacağın ücra bir köşede dursun.
Kafanda onu kötüleyebilirsin kendine. "niye bu kadar basit oldu gitmesi, vay şerefsiz,hiç mi bişey ifade etmiyordum?" vb. telkinlerle işte.
Başka birini bulayım da unutayım olaylarına da bir süre girme, olabilir ama daha kötü bir buhran da yaşatabilir sana.
Feysbuk falan takip etmeyi bırak, onu hatırlatan her şeyi hayatından çıkar olabildiğince, anı ifade eden eşyalar vb. varsa da ya at ya da ulaşamayacağın ücra bir köşede dursun.
Kafanda onu kötüleyebilirsin kendine. "niye bu kadar basit oldu gitmesi, vay şerefsiz,hiç mi bişey ifade etmiyordum?" vb. telkinlerle işte.
Başka birini bulayım da unutayım olaylarına da bir süre girme, olabilir ama daha kötü bir buhran da yaşatabilir sana.
0
ben normal bir insandim taki yurtdisina gidip ordaki insanlari insan iliskilerii gorene kadar...simdi istanbulda asi gergin saman alevi gibi parlayan 22 yasinda bir gencim...sevistigim insanlari filan degil voleybol oynadigim insanlari her aksam yemege gittigim insanlari ozluyorum...hastalandigimda beni soran arkadaslarimi...
senin duruma cevap olmadi sanirim ama bende biraz anlatmak istedim...
senin duruma cevap olmadi sanirim ama bende biraz anlatmak istedim...
0
Şimdi öncelikle güzellik kriterin bi kere yükselmiş, ilk olarak o sebeple şimdi herhangi bir kızdan hoşlanman eskisine göre daha zor. Bin türlü kusur bulacaksın hepsinde, çünkü daha önce daha iyisini gördün.
Sonra tabi karakter olarak da tatmin etmesi gerekecek, çünkü anlattığına göre eğlenceli, barışçıl, yardımsever vs gibi iyi özellikleri olan bir kızla beraber oldun.
Bu sebeplerden, artık birilerinden kolayca hoşlanamaman normal çünkü çitayı yükselttin. Bu bir problem değil ama. "Artık sevemiyorum, her şey bitti"lik bir durum değil... Olur. Daha zor olur ama olursa daha da güzel olur.
Buna benzer birini yeniden bulana kadar ne yapacaksın? Öyle olur olmadık kızlarla düşüp kalkma. Kendinden daha çok uzaklaşmana, pis hissetmene neden olur. Ne gerek var. Mümkün olan en efendi şekilde bekle ve o kızın her bir şeyi güzel olsa da demek ki ayrı dünyaların insanları olduğunuzu, birlikte güzel zaman geçirdiğinizi ve tadında kalması gerektiğini kendine söyle dur.
Kolay gelsin...
Sonra tabi karakter olarak da tatmin etmesi gerekecek, çünkü anlattığına göre eğlenceli, barışçıl, yardımsever vs gibi iyi özellikleri olan bir kızla beraber oldun.
Bu sebeplerden, artık birilerinden kolayca hoşlanamaman normal çünkü çitayı yükselttin. Bu bir problem değil ama. "Artık sevemiyorum, her şey bitti"lik bir durum değil... Olur. Daha zor olur ama olursa daha da güzel olur.
Buna benzer birini yeniden bulana kadar ne yapacaksın? Öyle olur olmadık kızlarla düşüp kalkma. Kendinden daha çok uzaklaşmana, pis hissetmene neden olur. Ne gerek var. Mümkün olan en efendi şekilde bekle ve o kızın her bir şeyi güzel olsa da demek ki ayrı dünyaların insanları olduğunuzu, birlikte güzel zaman geçirdiğinizi ve tadında kalması gerektiğini kendine söyle dur.
Kolay gelsin...
0
Öncelikle facebook, twitter vs bütün ortamlardan takip etmeyi bırak kendisini.
İyice dibe vur. Uzun zaman sürse bile unutacaksın. Bütün hayatını bu şekiilde kendini yiyerek geçiremezsin, kalpten gidersin yoksa..
Kolay gele
İyice dibe vur. Uzun zaman sürse bile unutacaksın. Bütün hayatını bu şekiilde kendini yiyerek geçiremezsin, kalpten gidersin yoksa..
Kolay gele
0
Bende hergün eski sevgilimin faceden profiline hatta tek tek resimlerine bakıyorum ve bugün askerliği bitiyor.Tekrar sevgili olmak gibi bir şansımız yok o yüzden sadece takip ediyorum onu..
0
urnganic
Gitarlarla haşır neşir misin? Hemen sana sorayım kardeşim.. şimdi bende bi tane akustik var. Hani 5 ve 7. Perdeye hafif temasla ve sağ parmakları kullanıp güzel tınlama sesleri çıkarıyoruz ya. Bunu her perdede.yapma imkani, teknigi var mıdır. Bi modifiye mi gerektirir? Mevzu bu.. simdiden tesekkurle
Gitarlarla haşır neşir misin? Hemen sana sorayım kardeşim.. şimdi bende bi tane akustik var. Hani 5 ve 7. Perdeye hafif temasla ve sağ parmakları kullanıp güzel tınlama sesleri çıkarıyoruz ya. Bunu her perdede.yapma imkani, teknigi var mıdır. Bi modifiye mi gerektirir? Mevzu bu.. simdiden tesekkurler.
0
Sadece 5-7-12. perdelerden yapabilirsin.
Bahsettiğin tekniğin adı 'harmonic' tir. Mod ile alakası yok, doğal bir tını işte.
Bahsettiğin tekniğin adı 'harmonic' tir. Mod ile alakası yok, doğal bir tını işte.
0
@freebird çok guzel bir icerik paylaştın. Tesekkurler duyuru kullanicilari ve sevgili yazarlar.) seviorum burayı...
0
3'ten de yapılabiliyor fakat çok küçük bir alanı var, 5 ve 7 gibi geniş değil.
ayrıca ismi de natural harmonic'tir, okuyan olursa bilgilensin.
ayrıca ismi de natural harmonic'tir, okuyan olursa bilgilensin.
0
5,7 ve 12 den yapiliyor fakat bu teknigin asil mantigi bu noktalarin kopruye, sapin baslangicina bagli olmasi (bilmiyorum anlatabildim mi), yani tellerin baslangicindan 5. perdeye kadar olan uzakligi olcup, ayni uzakligi da kopruden baslayarak olcup ona gore parmagini koyarsan daha yuksek perdelerde yapabilirsin. 17 veya 19 dan da yapilabiliyordu ama ayni sesleri alirsin 5,7 de yaptiginla.
edit: evet denedim şu an, 19 ve 24'müş.
edit: evet denedim şu an, 19 ve 24'müş.
0
Troy stetina kitabından çalışıyordum zamanında, 3'te de olduğundan bahsetmişti. Elektro gitardan bahsediyordu tabi, akustik gitarı bilemeyeceğim. Mantığını da zaten tam olarak anlamamıştım, 12. Perdeden yaparsan yine aynı sesi alırsın, 7de ince, 5'te daha ince bir ses elde ediyorsun. Eğer mantigi verilen kaynakta varsa bi Göz atayım ben de.
0
megalomaniac
ben çok üzülüyorum. 3hafta öncesine kadar kesin gidicem diye hayaller kurup planlar yapıyordum. Düşünürken kalbim yerinden çıkıyordu adeta... ama sonra işe başladım, hayatımın ilk iş deneyimi diyebilirim. İş de güzel seviyorum ama konsere gidemedim bak noldu şimdi?!! :(
ben çok üzülüyorum. 3hafta öncesine kadar kesin gidicem diye hayaller kurup planlar yapıyordum. Düşünürken kalbim yerinden çıkıyordu adeta... ama sonra işe başladım, hayatımın ilk iş deneyimi diyebilirim. İş de güzel seviyorum ama konsere gidemedim bak noldu şimdi?!! :(
0
Sorma... Muse de gelmisti zamaninda Rock'n Coke'la, orda da Placebo vardi, gidemedigim icin de yemistim kendimi, gerci o zaman lisedeydim, simdi bahanem de yok ama istanbul bana cok uzak.
0
Evet üzülüyorum, gerçi uzun zamandır dinlemiyorum lisede falan çok dinlerdim ama gitmek isterdim yine de, zaten roger waters a da gidemedim :/
0
0
tenayzagor
aşk öldü nasıl bilirdiniz
aşk öldü nasıl bilirdiniz
0
aşk gerçek anlamda var mıdır? yoksa çıkarlar doğrultusunda mı gelişir bunu düşününce aşk ölmüştür başımız sağ olsun.
0
götüme girmeseydi iyi konuşurdum arkadasından da yok hacım olmaz olsun böyle duygu..
0
sanırım aşk, ertesi seferinde tekrar dirilebilen ve her seferinde tekrarlanabilen bir cinayet biçimidir. (bukowsi styla)
0
tahrik olmusken objektif olamam
3-4 friends izleyen arkadaşla konuşurken "ben en çok phoebe'ye gülüyorum" cümlesini 1'den fazla duyduktan sonra böyle bir kamuoyu araştırmasına gitme kararı aldım. en çok güldürenden en az güldürene sıralayalım. ben başlıyorum.1-chandler2-joey3-ross4-monica5-rachel6-phoebe
3-4 friends izleyen arkadaşla konuşurken "ben en çok phoebe'ye gülüyorum" cümlesini 1'den fazla duyduktan sonra böyle bir kamuoyu araştırmasına gitme kararı aldım. en çok güldürenden en az güldürene sıralayalım. ben başlıyorum.
1-chandler
2-joey
3-ross
4-monica
5-rachel
6-phoebe
1-chandler
2-joey
3-ross
4-monica
5-rachel
6-phoebe
0
çoktan aza doğru
chandler(çok severdim de gülerdim de)
phoebe (smelly cat hala gülüyorum)= ross
joey
monica
rachel(en az sevip de en az güldüğüm)
chandler(çok severdim de gülerdim de)
phoebe (smelly cat hala gülüyorum)= ross
joey
monica
rachel(en az sevip de en az güldüğüm)
0
1-joey
2-rachel
3-chandler
4-ross
4-phoebe
5-monica
(ulan şimdi görünce özlediğimi farkettim. 3.kez başlıyorum amk)
2-rachel
3-chandler
4-ross
4-phoebe
5-monica
(ulan şimdi görünce özlediğimi farkettim. 3.kez başlıyorum amk)
0
1 Ross
2 Phoebe
3 Chandler
4 Joey
5 Rachel
6 Monica. Hiç gülmedim bu kadına ya. Sevmiyom da zaten.
2 Phoebe
3 Chandler
4 Joey
5 Rachel
6 Monica. Hiç gülmedim bu kadına ya. Sevmiyom da zaten.
0
Phoebe'yi hiç sevmedim bana çok yapay ve gerçek dışı gelir o karakter
1- Chandler
2- Joey
3- Ross
1- Chandler
2- Joey
3- Ross
0
1-joey
2-chandler/ross (birine diğerinden daha çok gülüyorum diyemem)
3-chandler/ross
4-phoebe
5-rachel
6-monica
seçenekler arasında olmasan da seni unutmadık marcel reyiz.
2-chandler/ross (birine diğerinden daha çok gülüyorum diyemem)
3-chandler/ross
4-phoebe
5-rachel
6-monica
seçenekler arasında olmasan da seni unutmadık marcel reyiz.
0
hadi ya la
Merhaba arkadaşlar. İkinci öğretim üniversite okuduğumdan mütevellit çok boş vaktim var.Şu an orta düzeyde akustik ve elektro gitar çalıyorum. Özellikle blues doğaçlama yapmaya bayılıyorum. Zaten o konuda ilerleme kaydetmek istiyorum.İzmir'de nereye gidebilirim? Bana kaça patlar?Alternetif çözüm öne
Merhaba arkadaşlar. İkinci öğretim üniversite okuduğumdan mütevellit çok boş vaktim var.
Şu an orta düzeyde akustik ve elektro gitar çalıyorum. Özellikle blues doğaçlama yapmaya bayılıyorum. Zaten o konuda ilerleme kaydetmek istiyorum.
İzmir'de nereye gidebilirim? Bana kaça patlar?
Alternetif çözüm önerilerinizi de bekliyorum.
Şu an orta düzeyde akustik ve elektro gitar çalıyorum. Özellikle blues doğaçlama yapmaya bayılıyorum. Zaten o konuda ilerleme kaydetmek istiyorum.
İzmir'de nereye gidebilirim? Bana kaça patlar?
Alternetif çözüm önerilerinizi de bekliyorum.
0
adoramer3ku
Neredeyse tüm bilim-kurgu yapımlarında (paralel evren içerenler) paralel evrende herkesin farklı hali var. Ya arkadaş tamam da diğer evrende en ufak şey farklı olsa hiçbir şey aynı olmaz ki. Recep dede 1000 yıl önce arabistanda bir kadını yerine öbür kadınıyla birlikte olsa şu an yeryüzünde belki hi
Neredeyse tüm bilim-kurgu yapımlarında (paralel evren içerenler) paralel evrende herkesin farklı hali var. Ya arkadaş tamam da diğer evrende en ufak şey farklı olsa hiçbir şey aynı olmaz ki. Recep dede 1000 yıl önce arabistanda bir kadını yerine öbür kadınıyla birlikte olsa şu an yeryüzünde belki hiçbir insan aynı olmaz. Niye bu kadar büyük ve basit bir şeyi böyle saçma sapan bir şekilde görmezden geliyorlar? Paralel evren maralel evren, bilim kurgu filan ama film fantezi filmi bile olsa belirli mantık kuralları olur. Hani insanların gözleri burnunun üstünde olur, ağızları bıyığının altında olur. Değil mi? Şimdi gelip bana adamlar paralel evrene gidiyor, bu mu garip geldi demeyin. Çıldırıyorum arkadaş. Yani nasıl böyle bir detay atlanır ki?
Paralel bir şey varsa ya tamamen farklı ya tamamen aynı olacak, bunu bütün bilim-kurgu senaristlerine mektupla yazacağım amk. O raddeye geldi.
Paralel bir şey varsa ya tamamen farklı ya tamamen aynı olacak, bunu bütün bilim-kurgu senaristlerine mektupla yazacağım amk. O raddeye geldi.
0
yav film olsun diye işte yoksa nasıl olacak öbür türlü. diğer evrene geçtiğinde öbür evrendeki karakterler bambaşka kişiler olur hatta hiç varolmayabilir bile. e nası film olacak o zaman? allah'ın işi bunlar sorgulamak bize düşmez.
0
paralel evren bir tane yada iki tane degil ya. milyarlarca paralel evren vardir. bir tanesinde de hersey ayni kalmis sadece x ile y kisisinin pozisyonlari degismistir mesela. onlar da oraya gitmisler iste. baska birine gitseler, dedigin gibi hersey farkli da olabilirdi
0
Abi dünyadaki herkesin aynı şekilde var olduğu ancak farklı kişiliğe sahip oldukları bir şey olamaz. Benim dedemin dedesinin dedesinin dedesi o zamanki paralel evrende varsa ama bir akşam a restoranı yerine b restoranına giderse bugün ne ben olurum ne başkası bu dünyada. Acık mantık.
Sizin dediğinize göre sonsuz sayıda paralel evren olduğundan dolayı tam da bu ana kadar bizimkiyle aynı gidip o andan sonra farklılaşan bir evren de olabilir. Bu şu şekilde mantıksız:
1) Hep tam da o anda mı rastlıyoruz bu paralel evrenlere? Şansa bak!
2) Evren tam anlamıyla bizimkiyle aynıysa neden bir noktadan sonra farklılaşsın? Farklılaşması için hiçbir neden yok. Hatta evren doğduğu anda aynıysa bir daha asla farklılaşmaz.
Sizin dediğinize göre sonsuz sayıda paralel evren olduğundan dolayı tam da bu ana kadar bizimkiyle aynı gidip o andan sonra farklılaşan bir evren de olabilir. Bu şu şekilde mantıksız:
1) Hep tam da o anda mı rastlıyoruz bu paralel evrenlere? Şansa bak!
2) Evren tam anlamıyla bizimkiyle aynıysa neden bir noktadan sonra farklılaşsın? Farklılaşması için hiçbir neden yok. Hatta evren doğduğu anda aynıysa bir daha asla farklılaşmaz.
0
Derin bir konu ama temel olarak özetlemek gerekirse; kaç tane paralel evren var? Evet, bildiniz, sonsuz. Ve bu sonsuz paralel evrenlerden bir tanesinde de şu an gelene kadar tamamen aynı olaylar gerçekleşti ama ben buraya cevap yazmak yerine mutfağa gidip ice tea almaya karar verdim. Bir şey değişti mi? Hayır. Ama farklı bir paralel evren daha oluştu. Şimdi "sonsuz" kavramını beynimizin algılayamayacağını düşünmekle beraber yukarıda verdiğim örnekten hareketle şu anda yaşamakta olduğumuz evrenin tıpatıp aynısı olan sonsuz paralel evren var ve an sonsuz tane daha ekleniyor. Umarım buraya kadar bir sıkıntı yoktur. Konu burada biraz din-tanrı eksenine kayıyor, kaydırmayacağım, hızlı geçiyorum "bu mükemmel düzen kendi kendine oluşmuş olabilir mi" gerizekalılığı göz önünde bulunduralım. Diyorum ki; bir düzen var ve bu düzenin aynı kalmaması demek bizim bildiğimiz anlamda evrendeki yaşamın sona ermesi demek olduğu gibi yine aklımızın almayacağı kadar farklı bir evrenin oluşmasına da sebep olabilir. Velhasıl, hayal gücünün sınırı yok elbet ama bu konuda yapılan film ve yazılan kitapların her birinde ne yazık ki insanın tahayyül sınırlarında kalmak zorundayız haliyle. Yani hayal gücünün sınırı var ve "bu muhteşem düzen" diyerek içinden sıyrıldığımız sınırların içerisinde kalıyoruz. Filmlerde anlatılmak istenen hiçbir zaman çok uç noktalardaki paralel evrenlere işaret etmiyor çünkü verilmek istenen bir mesaj, bizim bildiğimiz dünya düzeni içindeki farklı karar ve olaylardan kaynaklanabilecek değişiklilerin etkileri üzerine oluyor.
Star wars ya da yüzüklerin efendisi gibi filmlerin bu kadar beğenilmesinin nedeni bizlere alternatif bir dünya sunulmuş olması (yine de çok dar sınırların içinde kalırlar dikkat ederseniz) ve bir bakıma tanrıcılık oynanmasıdır. Yoksa neden bu bahsettiğimiz seriler de birer paralel evren fikri olmasın? :)
Star wars ya da yüzüklerin efendisi gibi filmlerin bu kadar beğenilmesinin nedeni bizlere alternatif bir dünya sunulmuş olması (yine de çok dar sınırların içinde kalırlar dikkat ederseniz) ve bir bakıma tanrıcılık oynanmasıdır. Yoksa neden bu bahsettiğimiz seriler de birer paralel evren fikri olmasın? :)
0
Editte de dediğim gibi, şu ana kadar aynı geldiysem gidip farklı bir hareket yapmam. İmkan yok, çünkü evren kapalı bir sistem ve basit bir şekilde ilk anda aynıysa iki evren, son ana kadar aynı bitirirler çünkü değişmeleri için bir sebep yok.
Tanrı var derseniz anlarım ama bu durum ancak tanrının oturup sonsuz sayıda evreni tek tek farklı noktalarda etkileyecek kadar işsiz olması durumunda gerçek olabilir ki çok mantıksız bir hareket olur.
Tanrı var derseniz anlarım ama bu durum ancak tanrının oturup sonsuz sayıda evreni tek tek farklı noktalarda etkileyecek kadar işsiz olması durumunda gerçek olabilir ki çok mantıksız bir hareket olur.
0
paralel evren meselesi zaten başlı başına bir paradoks değil mi? Ben mi yanlış yorumluyorum? Paralel evreni amaç değil araç olarak kullanıyorlar, yani basit bir konusu var ve onu paralel evrenler gibi ilgi çekici/merak uyandırıcı bir şeyle bezeyerek mesajını iletiyor.
"Araç" olduğu için böyle.
izleyen varsa yapıyorlar işte, endüstri sonuçta, arz talep vs.
Para kazanmak, izlenmek, popülarite gibi kaygılardan arınabilirse sinema tamamen, o zaman bunları da düşünenler olur ancak.
"Araç" olduğu için böyle.
izleyen varsa yapıyorlar işte, endüstri sonuçta, arz talep vs.
Para kazanmak, izlenmek, popülarite gibi kaygılardan arınabilirse sinema tamamen, o zaman bunları da düşünenler olur ancak.
0
Yaptığınız editten paralel evren kavramını tam olarak kavrayamamış olduğunuzu çıkartıyorum ne yazık ki. "evren kapalı bir sistem" ve "ben bu ana kadar böyle geldiysem kesinlikle böyle bir şey yapmam" cümlelerinizden bunu çıkartıyorum. Sizin algınızda paralel evren diye bir şey söz konusu değil. Evren tektir ve içerisinde bulunduğumuz an tek andır. Buna ancak "eyvallah" diyebilirim çünkü soyut bir kavram üzerinde konuşuyoruz ve paralel evren sadece ve sadece ben "var" dersem vardır ve ben "yok" dersem yoktur. Richard Bach'ın "bir" isimli romanında bahsettiği kendi gözünden "ya varsa?" görüşünü ve kendi gözünden bunu anlatışını çık beğenirim. Yaptığı seçimler neticesinde hayatını şekillendiren sonsuz sayıdaki yaşam ve sonsuz sayıdaki paralel evren, bizim kadercilik anlayışımıza ters düştüğü için bu konuya girince "ben şimdiye kadar böyle geldiysem şimdi de bunu böyle yaparım" fikrinden sıyrılmamız gerekiyor. Söylediğim gibi soyut bir kavram üzerinden konuşuyoruz ve çok komik, tabii ki böyle bir şey yok. Ama bir yandan da çok komik, nasıl böyle bir şey olmaz?
0
iki evren ayniysa o andan sonra hep ayni kalir diyorsun. bu varsayimin yanlis. evren deterministik bir sekilde calisiyor olsaydi dogru olurdu. ama evrenin icinde rastlantisal olaylar da var(benim dusunup, karar vermem, zarin 3 gelmesi, yazinin tura gelmesi vs..). bu da birbirinin aynisi evrenlerin bu rastlantisal olaylarin gerceklestigi andan itibaren farkli evrenlere evrimlesmesine sebep olur. belki bir sure sonra bu evren yine birbirinin ayni durumuna da gelebilir yine.
0
Tamam de dediğim şeye cevap vermiyorsun. Senin dediğine göre evren kapalı bir sistem değil, öyleyse ne? Evrenlerin birbirleriyle etkileşim içinde olduğunu mu iddia ediyorsun?
@crucio: Zar benim evrenimde 3 geliyorsa benimkiyle aynı başlamış başka bir evrende de 3 gelir. Çünkü o zarın 3 gelmesine neden olan tüm etkenler ve o ana kadar bütün gerçeklik aynıdır.
Rastlantı dediğimiz şey zaten basitçe bizim arkasındaki örüntüyü göremediğimiz olayların sonucudur. Zar düşerken ona etki eden şeyler gibi. Bu olayın sana iki aynı evrende aynı zarı atsak farklı gelebilecekmiş gibi görünüyor olması gerçekte öyle olacağı anlamına gelmez ki.
"Deterministik düşünme" diye kestirip atmamak gerek, eğer ben başka bir evrende tam şu anda bunu yazmak yerine başka bir şey yazıyorsam bunun bir nedeni olmalı. Zar canı istediği için 3 gelmiyor, canı istediği için 3 geliyor olsa bile canının 3 gelmek istemesi durumunu oluşturan belki tonla etken var.
@devilred: Tebrik ederim evrim teorisini çökerttin. Yarım saattir neden "olmayacağını" anlatmaya çalışıyorum zaten.
@crucio: Zar benim evrenimde 3 geliyorsa benimkiyle aynı başlamış başka bir evrende de 3 gelir. Çünkü o zarın 3 gelmesine neden olan tüm etkenler ve o ana kadar bütün gerçeklik aynıdır.
Rastlantı dediğimiz şey zaten basitçe bizim arkasındaki örüntüyü göremediğimiz olayların sonucudur. Zar düşerken ona etki eden şeyler gibi. Bu olayın sana iki aynı evrende aynı zarı atsak farklı gelebilecekmiş gibi görünüyor olması gerçekte öyle olacağı anlamına gelmez ki.
"Deterministik düşünme" diye kestirip atmamak gerek, eğer ben başka bir evrende tam şu anda bunu yazmak yerine başka bir şey yazıyorsam bunun bir nedeni olmalı. Zar canı istediği için 3 gelmiyor, canı istediği için 3 geliyor olsa bile canının 3 gelmek istemesi durumunu oluşturan belki tonla etken var.
@devilred: Tebrik ederim evrim teorisini çökerttin. Yarım saattir neden "olmayacağını" anlatmaya çalışıyorum zaten.
0
sayısız paralel evren varken şartlardan sadece birinin değiştiği bir tanesi neden olmasın ki?
0
Şimdi "paralel evren" tanımını tekrar tekrar yapmak gerekiyor sanırım. Paralel evren dediğimiz hayal ürününün en saf tanımını hepimiz biliyoruz. Tekrar etmeye gerek yok. Evren kapalı bir sistem mi? Eğer paralel evreni tartışıyorsak hayır. Kapalı sistem değil demek birbirleriyle etkileşimli oldukları anlamına gelmiyor. -Gerçi etkileşimli olduğunu iddia eden hasta ruhlar da var evet- amiyane tabirle şöyle söyleyelim, geçmişi kapalı, geleceği açık bir sistem. Bahsettiğim romanda bunu ağaç dalları gibi dallanıp budaklanan yollar şeklinde betimlemişti richard bach ki benim aklıma çok yatan tanım da budur. Zamanın başlangıcından beri her "an" sonsuz parçaya daha ayrılan yollardan bahsediyoruz. Bu yüzden atıyorum şu anımızdaki evrenden 1 hafta sonrasına kadar sonsuz tane daha evren oluşacak ve oluşan bu evrenler şimdiki dünyamızdan pek farklı olmayacak, daha ileriki zamanda büyük değişikliklere neden olabilir fakat kısa vadede değişim az olacak. Bahsettiğiniz filmlerde de bu tip konular işleniyor zaten. Şu anda benim hayatımda vereceğim ya da vermekten vazgeçeceğim bir karar bundan 10 yıl sonra benim hayatımı çok farklı yönde etkileyecek ve dünya aynı dünya olduğu halde ben çok farklı bir ben olacağım. Bunun gibi. Sizin yaklaştığınız "ben bugüne kadar böyle geldiysem bugünden sonra da kaderimde ne varsa onu yaparım zaten" yaklaşımınız paralel evren kavramına tamamen ters ve bu yüzden kapalı sistem-kapalı sistem değil tartışmasını yaşıyoruz.
0
Dallanıp budaklanacağını söylüyorsun ama neden dallanacağını söylemiyorsun. Ben ve tüm evren, bak tüm evren, şu ana kadar aynıysa ben neden farklı bir şey yapayım ki? Aklımın alamayacağı belki milyon tane etken aynı seyrediyor. Aklım aynı seyrediyor. Beynime giden kanın içeriği aynı, şimdiye kadarki yaşanmışlığım aynı, duygusal durumum aynı...
Sadece "ihtimal" olduğu için mi dallanıyor? O zaman o evrenler olsa olsa benim zihnimde olur. Yine bunlar benim zihnimde olan evrenlerse, benimkiyle aynı seyretmekte olan diğer paralel evrenlerdeki benim zihnimde de aynı farklı ihtimalli paralel evrenler olabileceği olur.
Ama şu konuda haklısın, bunun sonucunda paralel evren fikrini kabul etmemem gerekiyor. Ama sırf bu fikri kabul etmeyen bir düşünce tarzına sahip olmam bu konudaki fikrimi kendi kendine geçersiz kılmaz ki.
Sadece "ihtimal" olduğu için mi dallanıyor? O zaman o evrenler olsa olsa benim zihnimde olur. Yine bunlar benim zihnimde olan evrenlerse, benimkiyle aynı seyretmekte olan diğer paralel evrenlerdeki benim zihnimde de aynı farklı ihtimalli paralel evrenler olabileceği olur.
Ama şu konuda haklısın, bunun sonucunda paralel evren fikrini kabul etmemem gerekiyor. Ama sırf bu fikri kabul etmeyen bir düşünce tarzına sahip olmam bu konudaki fikrimi kendi kendine geçersiz kılmaz ki.
0
önce paralel evrenler kuramını bir gözden geçirmeni tavsiye ederim. nelerin çöküyor bilmiyorum ama, kapalı zihinle daha fazlasını zaten öğrenemezsin. senin "neden olmayacağı"nla yürümüyor bu işler.
0
@devilred: Saçma sapan tartışacaksan yürü git allasen ya, arkadaş sana sebep veriyorum ve sen gelmiş bana "neden olmasın?" diyorsun. Neden olacağını bir zahmet açıkla o zaman. Artistik yapmaya gerek yok gece gece. Bir de kapalı zihin filan demişsin, gözünü seveyim klişelerini de al git.
O kuramı da elbette gözden geçirdim, ayrıca senin gibi sözlükten gözden geçirmek yerine ciddi bir şekilde gözden geçirdim. Şu anda da cidden hiç ikili tartışmaya girecek halim yok biliyor musun? Soru "paralel evrenler var mı?" ya da "biri bana ekşisözlük paralel evren başlığını verebilir mi?" değil. Basitçe paralel bir evrende neden şu an farklı bir olay yaşanacağı ihtimalinin kabul edildiğini soruyorum.
Benim "neden olmayacak"larımla yürümüyor da senin "neden olmasın?"larınla mı yürüyor? Şaka gibi ya arkadaş. Gören de evrenin sırlarını tek tek anlattı da kabul etmedim sanır. "Zihni kapalı" demiş. Peki.
@yarın boş musun: Kapalı sistem değil dedin ama neden kapalı değiller onu belirtmedin
O kuramı da elbette gözden geçirdim, ayrıca senin gibi sözlükten gözden geçirmek yerine ciddi bir şekilde gözden geçirdim. Şu anda da cidden hiç ikili tartışmaya girecek halim yok biliyor musun? Soru "paralel evrenler var mı?" ya da "biri bana ekşisözlük paralel evren başlığını verebilir mi?" değil. Basitçe paralel bir evrende neden şu an farklı bir olay yaşanacağı ihtimalinin kabul edildiğini soruyorum.
Benim "neden olmayacak"larımla yürümüyor da senin "neden olmasın?"larınla mı yürüyor? Şaka gibi ya arkadaş. Gören de evrenin sırlarını tek tek anlattı da kabul etmedim sanır. "Zihni kapalı" demiş. Peki.
@yarın boş musun: Kapalı sistem değil dedin ama neden kapalı değiller onu belirtmedin
0
soruyu falan bosverdim onu bunu geç de bunlari düşünebilen beyin yoran kafasi ihtimallere acik bu kadar adam oldugunu gordum huzurlu uyuyabilirim sagolun la var olun
0
yazdıklarından anlaşılan şey senin paralel evren kavramından zerre bir şey anlamadığın ve sonsuzluk fikrini idrak etmede zorlandığın. yani büyük bir hata falan yok ortada.
0
He bir de "ya sen anlamamışsın ki"ci aynştaynlar neyini anlamadığımı söylerse ne güzel olur. Ya da neyini anlamadığımı bırakıp insan gibi sorduğuma cevap vermeyi deneyebilirler.
Basit bir şey soruyorum ya, her şeyin aynı olduğu başka bir evrende neden bir anda kırılma yaşansın?
Basit bir şey soruyorum ya, her şeyin aynı olduğu başka bir evrende neden bir anda kırılma yaşansın?
0
Tamam işte konuyla ilgili görüşünüz gayet açık, aşağıdaki paragrafta anlatayım bunu ama önce şunu belirteyim, bir kurgudan bahsediyoruz, bir hayalden, bir kuramdan. Bunun için "bence vardır" ya da "bence yoktur" demek çok büyük cahillik olur ve ne yazık ki konunun mantığını anlatmak için çabalayabileceğim daha farklı cümlem kalmadı. Şimdi burada "tanrı yoktur" demem ne kadar saçma ise "paralel evren vardır" demem de o kadar saçmadır, aynı şekilde tersi durum da geçerli.
Ve cevaben; evet, sadece "ihtimal" olduğu için dallanıyor ve yine evet, sadece zihnimizde oluyor. Bunlar da görüldüğü gibi sadece konuyu tartışan kişinin "zihninde" olduğu için bahsi geçen kişinin tahayyülüyle sınırlı oluyor. Bu yüzden hala tartışıyor olmamıza rağmen ateşe körükle gidiyor ve bir kez daha paralel evren tanımına dönüyorum, paralel evren kuramına göre zihninizdeki diğer paralel evrendeki sizin zihninde de sadece o evrenin var olabileceği görüşü yatıyor.
Ve cevaben; evet, sadece "ihtimal" olduğu için dallanıyor ve yine evet, sadece zihnimizde oluyor. Bunlar da görüldüğü gibi sadece konuyu tartışan kişinin "zihninde" olduğu için bahsi geçen kişinin tahayyülüyle sınırlı oluyor. Bu yüzden hala tartışıyor olmamıza rağmen ateşe körükle gidiyor ve bir kez daha paralel evren tanımına dönüyorum, paralel evren kuramına göre zihninizdeki diğer paralel evrendeki sizin zihninde de sadece o evrenin var olabileceği görüşü yatıyor.
0
@yarın boş musun:
Peki, diyelim ki var. Ben buradayım, benden sonsuz tane de öbürlerinde var. Hani benim hayal gücüm de olsa hepsi tam şu ana kadar aynı ya? Peki. Ben ne hayal edersem edeyim onlar da onu hayal edecek. Ama tek bir sorun var, ben hayal etmeden önce onlar yoklar. Demek istediğin bu, değil mi? Yani benim hayal ettiğim evrenlerde tam da benim hayal ettiğimi hayal eden benler olacak. Ben hayal ettiğim evreni mi yaratmış oldum yoksa hayal ettiğimi hayal eden benim olduğum evrenleri mi? Dediğine göre ikisini de.
Açıkçası benim ilgilendiğim bu değil ya, zaten sen "hayal ettiğin için" de demiyorsun. O başka bir şey. Ama yine de sonsuz sayıda evrende sonsuz sayıda ben aynı ihtimaller üzerinde duracağız. Bu benimki de dahil olmak üzere sonsuz çeşitte ve her çeşitten sonsuz sayıda evren mi yaratır diyorsun?
Gerçi benim bildiğim kadarıyla o evrenleri yaratan ben değilim, sadece sonsuz sayıda her an sonsuz çeşitte oluşmaya devam ediyorlar. E ortada bunun için hiçbir sebep görmediğim için galiba olay dediğin gibi sadece kurama inanıp inanmamada bitiyor. Neyse, ben yatayım.
Peki, diyelim ki var. Ben buradayım, benden sonsuz tane de öbürlerinde var. Hani benim hayal gücüm de olsa hepsi tam şu ana kadar aynı ya? Peki. Ben ne hayal edersem edeyim onlar da onu hayal edecek. Ama tek bir sorun var, ben hayal etmeden önce onlar yoklar. Demek istediğin bu, değil mi? Yani benim hayal ettiğim evrenlerde tam da benim hayal ettiğimi hayal eden benler olacak. Ben hayal ettiğim evreni mi yaratmış oldum yoksa hayal ettiğimi hayal eden benim olduğum evrenleri mi? Dediğine göre ikisini de.
Açıkçası benim ilgilendiğim bu değil ya, zaten sen "hayal ettiğin için" de demiyorsun. O başka bir şey. Ama yine de sonsuz sayıda evrende sonsuz sayıda ben aynı ihtimaller üzerinde duracağız. Bu benimki de dahil olmak üzere sonsuz çeşitte ve her çeşitten sonsuz sayıda evren mi yaratır diyorsun?
Gerçi benim bildiğim kadarıyla o evrenleri yaratan ben değilim, sadece sonsuz sayıda her an sonsuz çeşitte oluşmaya devam ediyorlar. E ortada bunun için hiçbir sebep görmediğim için galiba olay dediğin gibi sadece kurama inanıp inanmamada bitiyor. Neyse, ben yatayım.
0
Evet evet kesinlikle doğru, en azından anlatmaya çalıştığım şeyin gayet net anlaşıldığı aşikar. Şimdi eğer "tanrı mı insanı yarattı yoksa insan mı tanrıyı yarattı" şeklinde bir soru düşünürsek olay daha net canlanabilir gözümüzde. Neden? Çünkü çocukluğumuzdan beri bize öğretilen bir "tanrının varlığı" konusu var. Bunu o kadar çok duyduk ve o kadar değişik inanış biçimleri gördük ki aslında en az paralel evren kuramı kadar realistik olan bir yaratan varlığı bize mantıklı geldi. Yeni doğan bir bebek yaradılış üzerinde en ufak bir bilgi verilmeden 30 yıl boyunca dünyadan izole yaşatılırsa ve bu bireye 30 yaşındayken tanrı fikri anlatılırsa vereceği tepki, soracağı sorular ve inanmaya yaklaşması bizim paralel evren kuramına bakış açımızdan farklı olmayacaktır. Soyut kavramlar üzerinden tartışmanın en can sıkıcı yönü bu ne yazık ki.
İkinci kısıma cevap, evet, kuramın mantığını düşünürsek daha önce de söylediğim gibi sonsuz tane sen var ve şu anda hepsi senin de içinde bulunduğun sonsuz tane evren canlandırıyor zihninde.
İkinci kısıma cevap, evet, kuramın mantığını düşünürsek daha önce de söylediğim gibi sonsuz tane sen var ve şu anda hepsi senin de içinde bulunduğun sonsuz tane evren canlandırıyor zihninde.
0
Bak yataktan geldim, aklıma başka bir şey geldi.
Bu zamanın her an sonsuz ihtimalde bölünme olayı. Bu benim aysti yerine kola içmeye karar vermem durumunda çok mantıksız oluyor. Ama kuantum düzeyinde kararsızlık halinde bölünme olsa sadece eyvallah derim. Şu kedi olayındaki gibi. Ama benim kararımı farklı anlamda kullanmam için hiçbir neden yok, değil mi?
Eğer kuantum seviyesindeki kararsızlıklar ya da o gözlemlenemeyen durumlar benim aysti veya kola alma kararımı da belirsiz bir duruma sokuyorsa o zaman işler değişir işte. Ama böyle bir şey okumamıştım hiç.
Bu zamanın her an sonsuz ihtimalde bölünme olayı. Bu benim aysti yerine kola içmeye karar vermem durumunda çok mantıksız oluyor. Ama kuantum düzeyinde kararsızlık halinde bölünme olsa sadece eyvallah derim. Şu kedi olayındaki gibi. Ama benim kararımı farklı anlamda kullanmam için hiçbir neden yok, değil mi?
Eğer kuantum seviyesindeki kararsızlıklar ya da o gözlemlenemeyen durumlar benim aysti veya kola alma kararımı da belirsiz bir duruma sokuyorsa o zaman işler değişir işte. Ama böyle bir şey okumamıştım hiç.
0
Şimdi tekrara çok fazla düştüğümü hissediyorum ama bunun bir kuram olduğunu tekrar söylemek istiyorum. Her cümleme "bu kurama göre", "paralel evrenin mantığına göre" diye başlama gayretim bundandır. Sözkonusu olan hem kuantum seviyesindeki kararsızlıklar hem de değil, şöyle ki, düşünce kapasitemiz materyalden çıkmamıza maalesef yetmiyor. Kurama göre diye başlıyorum tekrar, yaşadığımız evren ve biz yokuz, tüm yaşadıklarımız bir sanrıdan ibaret, madde yok, vücut yok, bir bütünün içerisindeki bilinç tanelerinden ibaretiz. Matrix gibi, bir de Jim Carrey'in bir filmi vardı galiba, o gibi filmlerde de buna değinilmiş. Bu mantıkla bizim varlığımız ne kadar gerçekse paralel evrenlerin varlığı da o kadar gerçek oluyor. Kuantum düzeyinde kararsızlıklardan kastınız bu durumda anlam kazanıyor. Yani kurama göre evet bizi yok olarak kabul edebilir ve bütüne bağlı -ki kendisini evren olarak tanımlarız- parçalar, bütünün kendi içerisinde oluşturduğu sanal benlikler olarak varız. Bu "bütün" diye kastettiğim şey de zaten filmde "matrix" olarak anlatılmış, tek bir merkeze işaret eder. Bu yüzden richard bach'in kitabının adı "bir" dir ve bu yüzden kurama göre paralel evrenler sonsuzdur ve aynı mantığı daha anlaşılabilir hale getirirsek bu "bir" kimi yerde "matrix", kimi yerde "yaşam ağacı", kimi yerde "doğa ana" kimi yerde de "allah" olarak karşımıza çıkar.
0
Kamyoncunun vitesi
hep görüyorum orada burada şöyle turnuva böyle bilmem ne ödül 10 bin 5 bin lira vsvs diye, en iyi örneği league of legends, ülkede de bayağı popüler ayrıca. şimdi bu adamlar 10 bin liranın hepsini de alıyorlar mı kazanınca, veriyorlar mı direk yani, nereye gidiyor o para ?
hep görüyorum orada burada şöyle turnuva böyle bilmem ne ödül 10 bin 5 bin lira vsvs diye, en iyi örneği league of legends, ülkede de bayağı popüler ayrıca. şimdi bu adamlar 10 bin liranın hepsini de alıyorlar mı kazanınca, veriyorlar mı direk yani, nereye gidiyor o para ?
0
2 hafta önce LoL Türkiye Büyük Finali 5.000+ kişinin katılmıyla gerçekleşti küçükçiftlik parkta. Hatta CNN'de özetide yayınlandı.
Ödülü birinci takıma 40.000 TL' idi.
Bu oyunda ödülleri genelde DarkPassage, Team Turquality, HWA takımları alıyor çünkü bu işte PUMA,Kaspersky gibi ünlü markaların sponsorlukları var. Hayatları sadece oyun olan insanlar. Yani normal birinin kazanması için o paraları asosyalliğini dibine vurması lazım.
Paralar kulüp oldukları için menajer,kulüp kasası ve 5 oyuncu içinde bölüşülüyordur.
Ödülü birinci takıma 40.000 TL' idi.
Bu oyunda ödülleri genelde DarkPassage, Team Turquality, HWA takımları alıyor çünkü bu işte PUMA,Kaspersky gibi ünlü markaların sponsorlukları var. Hayatları sadece oyun olan insanlar. Yani normal birinin kazanması için o paraları asosyalliğini dibine vurması lazım.
Paralar kulüp oldukları için menajer,kulüp kasası ve 5 oyuncu içinde bölüşülüyordur.
0
Biliyorum, o takimlardan birinin uyesi uzun zamandir arkadasim ve her turnuvayi torpille izleyebiliyorum, hep de isin icinde oldugum icin aklima geliyor, adam hic bahsetmedi, yani cidden ortada nakit para var mi ?
0
direk veriyorlar. ama dünya finalini kazanabilmek için koreli olma şartı var.
0
HWA için oynamıştım zamanında (bambaşka bir oyun, ismi lazım değil). Çok güzel paralar dönüyordu fakat iş parayla bitmiyor.
Dünyanın en meşhur quake 3 arena oyuncusu fatal1ty, kazandığı paralardan sonra sponsor alarak oynamaya başladı her oyununu, sonrasında a4tech ile anlaşıp kendi oyun donanımlarını çıkarmaya başladı. yani adam işini aldı yürüttü.
Dünyanın en meşhur quake 3 arena oyuncusu fatal1ty, kazandığı paralardan sonra sponsor alarak oynamaya başladı her oyununu, sonrasında a4tech ile anlaşıp kendi oyun donanımlarını çıkarmaya başladı. yani adam işini aldı yürüttü.
0
chezsoi
yardım pls
yardım pls
0
torrent indirmek bir alternatif olabilir ardından altyazı ekleyebilirsin. bir de diğer sitelere bak istersen diziport falan bişiler olacak
0
var bazı siteler ama resmen içime dert oldu. birkaç arkadas daha var aynı dertten muzdarip.. ayıp bu bize yapılan.. isyaann :)
0
proxy değiştirmeyi netten araştırdım ama kullanacagınız proxy ip sini yazın diyor , buraya ne yazacagız ? bilmiyorum napiim :(
0
adoramer3ku
Herhalde hepinizin hayatında en az bir kere gözünü kapatıp açtığında uzun bir uykudan uyandığı olmuştur. Normalde elbette insan uyku sırasında geçen vakti anlamaz ama yine de belli bir sürenin geçtiğini hisseder, bilir. Böyle olduğunda bu zaman kavramı tamamen ortadan kalkıyor.Bunun sebebini tam ola
Herhalde hepinizin hayatında en az bir kere gözünü kapatıp açtığında uzun bir uykudan uyandığı olmuştur. Normalde elbette insan uyku sırasında geçen vakti anlamaz ama yine de belli bir sürenin geçtiğini hisseder, bilir. Böyle olduğunda bu zaman kavramı tamamen ortadan kalkıyor.
Bunun sebebini tam olarak bilen var mı? Biyolojik saat neyin demiyorum, bana bu durumun o uyku evrelerinden birinde bir aksama vesaire sonucu oluşmuş olabileceği daha mantıklı geliyor.
Bunun sebebini tam olarak bilen var mı? Biyolojik saat neyin demiyorum, bana bu durumun o uyku evrelerinden birinde bir aksama vesaire sonucu oluşmuş olabileceği daha mantıklı geliyor.
0
bilincin kapanıyor, doğal olarak nasıl uyurken bazı sesleri duymuyorsak, zamanın geçtiğini de farketmiyoruz.
0
kur'an da yazılana göre uyku yarı ölümdür.
zumer suresi 42. ayet mealen:
Allah, o canları öldükleri zaman, ölmeyenleri de uyuduklarında alır. Sonra haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkor, diğerlerini de takdir edilmiş bir süreye kadar salıverir. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için nice ibretler vardır.
mesela dünya 1 milyon yaşında deniliyor.. ilk insandan şu zamana kadar kaç yüzbin yıl geçmiş. ilk insan hz. adem öldüğünden, kıyamet gününün son gününde ölen bir insan için geçen zaman aynı diye birşey okumuştum, anlayamamıştım tabi. sonra sormuştum birine "nasıl olacak bu iş?" diye. cevap olarak uykuda kaç saat uyuduğunu söyleyebilirmisin uyanır uyanmaz diye sordu "yani dedim tam kesitiremem" cevap olarak devam etti "10 dk uyursun saatlerce uyumuşsun gibi gelir bazen saatlerce uyursunda uykunu alamazsın"
dini açıdan mesele bu şekilde açıklanıyor ama bilimsel olarak bir bilgim yok.
zumer suresi 42. ayet mealen:
Allah, o canları öldükleri zaman, ölmeyenleri de uyuduklarında alır. Sonra haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkor, diğerlerini de takdir edilmiş bir süreye kadar salıverir. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için nice ibretler vardır.
mesela dünya 1 milyon yaşında deniliyor.. ilk insandan şu zamana kadar kaç yüzbin yıl geçmiş. ilk insan hz. adem öldüğünden, kıyamet gününün son gününde ölen bir insan için geçen zaman aynı diye birşey okumuştum, anlayamamıştım tabi. sonra sormuştum birine "nasıl olacak bu iş?" diye. cevap olarak uykuda kaç saat uyuduğunu söyleyebilirmisin uyanır uyanmaz diye sordu "yani dedim tam kesitiremem" cevap olarak devam etti "10 dk uyursun saatlerce uyumuşsun gibi gelir bazen saatlerce uyursunda uykunu alamazsın"
dini açıdan mesele bu şekilde açıklanıyor ama bilimsel olarak bir bilgim yok.
0
zamanı algılayışın tüm duyu organlarının açık oluşuyla alakalı.
uykuya yatınca duyu organlarının birçoğu kapanıyor bu yüzden bilinç de algılama işlemini en alt düzeye indiriyor. daha sonra sen uyanınca bilinç uykudayken duyduğu seslerin kaydını yapıyor. sen de o kaydın yapıldığını hissediyorsun. o kayıtlara ulaşamasan da kayıtların belli bir boyutu olduğunu hissediyorsun. bu da belli bir zamanın geçtiğini hissetmene neden oluyor.
uyuyan herkes belli bir zamanın geçtiğini hisseder ama asla ne kadar zamanın geçtiğini anlamaz.
uykuya yatınca duyu organlarının birçoğu kapanıyor bu yüzden bilinç de algılama işlemini en alt düzeye indiriyor. daha sonra sen uyanınca bilinç uykudayken duyduğu seslerin kaydını yapıyor. sen de o kaydın yapıldığını hissediyorsun. o kayıtlara ulaşamasan da kayıtların belli bir boyutu olduğunu hissediyorsun. bu da belli bir zamanın geçtiğini hissetmene neden oluyor.
uyuyan herkes belli bir zamanın geçtiğini hisseder ama asla ne kadar zamanın geçtiğini anlamaz.
0
Ben mi anlatamadım acaba? Abicim tam olarak okusanıza şu duyurumu. Aklım çıkacak yemin ederim.
Edit: @vizvilda, evet o.
Edit: @vizvilda, evet o.
0
soru şu mu: "normalde zamanın geçtiğini anlayamayız, ama hiç uyumamış gibi de hissetmediğimiz zamanlar oluyor. bu neden?"
evet oluyor, bazen gözümü kapamışım da ertesi gün sabaha ışınlanmışım gibi oluyor. çok yorgun olunca oluyor. uyku evresini bilemeyeceğim.
evet oluyor, bazen gözümü kapamışım da ertesi gün sabaha ışınlanmışım gibi oluyor. çok yorgun olunca oluyor. uyku evresini bilemeyeceğim.
0
ankara crew
hayatımın en saçma şeyini yaptım. beni reddedeceğini bile bile (zaten bütün sinyalleri olumsuzdu) sırf dürüst olayım, ne hissediyorsam söyleyim diyerekten kişiliğini çok sevdiğim değerli bir kız arkadaşıma açıldım. sonuçta yaklaşık 45 dk boyunca gayet seviyeli, gayet güzel bir biçimde muhabbet ettik
hayatımın en saçma şeyini yaptım. beni reddedeceğini bile bile (zaten bütün sinyalleri olumsuzdu) sırf dürüst olayım, ne hissediyorsam söyleyim diyerekten kişiliğini çok sevdiğim değerli bir kız arkadaşıma açıldım. sonuçta yaklaşık 45 dk boyunca gayet seviyeli, gayet güzel bir biçimde muhabbet ettik. son derece anlayışlıydı ve reddedilsem bile bana sandığım kadar koymamıştı. arkadaş kalabileceğimizi sanmıştım. ama o geceyi müteakiben 2 gün boyunca aynı ortamlarda bulunduğumuz, haddinden fazla zaman geçirdiğimiz için epey rahatsız oldu ve banim üstelediğimi, kararına riayet etmediğimi düşündü. ve üstüne üstlük onun yakın kız arkadaş çevresiyle konuştuğum için onu çekiştirdiğimi veya ağız aradığımı sandı. (halbuki onlar sadece teselli etmeye, hayat güzel, boşver demeye çalışıyorlardı. söylesem de pek inandıramadım.) şimdi 2 aydır hiç konuşmuyoruz. onu arayacak yüzüm de yok. aslında reddedildikten sonra o kadar güzel sohbet etmiştik ki, inanamadım. böyle davranacağını bilseydim yaklaşmazdım bile. sadece arkadaş ortamında fazla zaman geçirdik diye beni sülük gibi görmesi çok koydu. tahsil için eylül ortasında yurt dışına çıkıyorum. çıkmadan önce arkadaşlar arasında bir veda yemeğine davet edeceğim onu. ama o zamana değin arar sorarsam üstelediğimi sanar ve aramız daha da açılır diye cesaret edemiyorum bile. ve gerçekten kişiliğini çok beğendiğim, her şeyiyle muazzam bir insan. onu kaybetmek istemiyorum. sizce zaman bu sorunu çözer mi? yıllar sonra konuşabilecek, muhabbet edebilecek durumumuz olur mu? tek istediğim gerginlik olmasın, arkadaş da olabiliriz. hatta onu kaybedeceğimi bilseydim hiç açılmazdım bile. ben hayatımda herkesle şöyle ya da böyle iyi geçinmeyi, hatırlı olmayı, değer verdiklerime dürüst olmayı mefkure belledim. şimdi onu bok uğruna kaybetmek koyuyor. ne yapmalıyım, yiyecem kafayı galiba?
0
şu raddeden sonra ne yapsan fayda etmez gıbı duruyor(olay aslında senlıkde degıl ama kızın kendı kuruntuları varmıs anlasılan) ve bu sebepten dolayı arkadas ortamında bu konuyu acmamıs olsanda kendınce ustune alınmıs herseyı ve bırazda havalara gırmıs bosver. yemegede cagırma bence o dusunsun neden cagırmadıgını o sorsun arkadas cevrenıze ve o zaman ne oldugunu belkide daha iyi anlar.
0
manyak misin?
suraya yazdigin duyuruyu acip ona soylesene.
anlat mantikli bi sekilde derdini.
okuz diilse ters bi tepki vermiycektir.
suraya yazdigin duyuruyu acip ona soylesene.
anlat mantikli bi sekilde derdini.
okuz diilse ters bi tepki vermiycektir.
0
kız ne kadar iyi olsada özünde bir kız.
benzeri oldu, hatta ben bozuştuktan sonra kız kendi aradı arkadaş kalalım konuşalım diye, sonra sen hala beni sevgilin yapmak istiyorsun diye kendi bozuştu bu sefer.
bence sadece çağır. ısrar etme, kuru bir davet olsun
benzeri oldu, hatta ben bozuştuktan sonra kız kendi aradı arkadaş kalalım konuşalım diye, sonra sen hala beni sevgilin yapmak istiyorsun diye kendi bozuştu bu sefer.
bence sadece çağır. ısrar etme, kuru bir davet olsun
0
böyle salaklarla uğraşılmaz, kız anlamamakta direniyor. mail at her şeyi açıkla, cevap vermese de olur.
0
kardeşim bu durumun aynısının tıpkısını, kelimesi kelimesine yaşadım, çok ciddiyim. arkadaş kalınmıyor, karşıdaki de sen de arkadaş kalabileceğinizi düşünseniz bile. aynı ortamda bulunsanız bile, sen onu kaybetmek istemesen bile. ben de aynen böyle düşünüyodum, yıllar sonra bile konuşulabilecek biri olsun diye, kaybetmeyeyim diye, olmuyor, ne kadar uğraşsan olmuyor anasını satayım, olmuyor amk. zorlama. acı çekersin biraz ama hiç konuşmamaya çalış, daha iyi senin için.
benim duyurum: eksiduyu.ru
edit: oha, cidden kelimesi kelimesine aynı, tekrar okudum, şu son bikaç satırda yazdığın şeyler asla gerçekleşmeyecek, boşuna kendini umutlandırma. o yemeğe de çağırma.
benim duyurum: eksiduyu.ru
edit: oha, cidden kelimesi kelimesine aynı, tekrar okudum, şu son bikaç satırda yazdığın şeyler asla gerçekleşmeyecek, boşuna kendini umutlandırma. o yemeğe de çağırma.
0
Yemeğe davet etme, sen eğitimine bak, unutursun zaten bir süre sonra yeni ortamlara girince, sonrasında dönüp geldiğinde bence zamanın verdiği olgunlukla arkadaşlığınız eski halini alır diye düşünüyorum.
0
Hikaye gibi ne guzel anlatiyorsunuz, amk da diyebilen, mefkure de belleyebilen arkadasim. Varin gidin, bos islerle ugrasmayin.
0
zaman bu sorunu çözer, evet.
sadece sakin ol, bir rahat bırak herkesi, olayları da akışına bırak.
kafayı yeme.
gergin falan olmaz endişelenme, zamanla çok iyi arkadaş da olabilirsiniz.
sadece sakin ol, bir rahat bırak herkesi, olayları da akışına bırak.
kafayı yeme.
gergin falan olmaz endişelenme, zamanla çok iyi arkadaş da olabilirsiniz.
0
aynen katılıyorum arkadaşlara, o iş bitmiş artık malesef. herhangi bir şekilde görüşmenin de kimseye faydası yok şu aşamada. en güzeli uzaklaşmak vesselam..
0
senin düşündüğün kadar kişilikli ve muazzam bir kız değilmiş, kafayı takmaya değmez.
0
hoşlandığınızı söylediğiniz fakat aynı duyguları taşımayan bir insanla neden arkadaş/dost kalmak için kasıyorsunuz? deli misiniz nesiniz
0
arkadaşlık düzeyinizi falan bilmiyorum ama benzer bir durum başımdan geçti. her şeyiyle çok iyi anlaştığım, arkadaş ortamında yakıştırıldığım bir kız vardı. fiziğini de beğeniyordum fikirlerini de. zamanla beğenim hoşlantıya ve sonrada aşka dönüştü. çok ilgileniyordum onunla. yalnız vakit geçirmiyorduk (açıkcası korkuyordum, heyecanlanıyordum) hep 3-4 arkadaş grubuyla hareket ediyorduk ve gerçekten uyumluyduk.
sonunda açıldım. yalnız kaldığımız bir zamanda "benim için çok önemli bir konuyu senle konuşmam lazım" gibi bir sözle giriş yapıp "seni seviyorum" ile noktaladım.
kırmamaya çalışarak (epey kıvranarak) reddetti. reddedilmeye kendimi o kadar hazırlamış olmama rağmen, bir an mideme sert bir yumruk yemiş gibi oldum ama akabinde 15-20 dk muhabbet ettik, reddedilmeyi hazmettim. (daha doğrusu öyle sandım)
eskisi kadar olmasa da görüşmeye devam ediyorduk. ortak arkadaşlarımın çoğu duymuştu ama kimse damarımıza basmıyor, ima dahi etmiyordu.
1 ay kadar sonra yine ortak arkadaş kaynayan bir ortama yanında sevgilisiyle geldi. birkaç günlük yeni sevgililermiş. hâl-hareketlerini gördükçe içim içimi kemirdi. kendimce öyle hin biri de değildim oysa.
hiçbir sıkıntı çıkarmadan, üzmeden, azalarak çıktım hayatlarından. sonra hep üzüldüm. emin değilim ama reddedildiğimde doğrudan iletişimi kesseydim daha az üzülürdüm galiba.
arkadaşlık düzeyinizi, eski muhabbetlerinizi bilmiyorum ama benimki gibiyse kesinlikle o yemeğe davet etmemeni, hatta ortak arkadaşlarını da tembihleyip yavaş yavaş o kızı hayatından çıkarmanı öneririm.
sonunda açıldım. yalnız kaldığımız bir zamanda "benim için çok önemli bir konuyu senle konuşmam lazım" gibi bir sözle giriş yapıp "seni seviyorum" ile noktaladım.
kırmamaya çalışarak (epey kıvranarak) reddetti. reddedilmeye kendimi o kadar hazırlamış olmama rağmen, bir an mideme sert bir yumruk yemiş gibi oldum ama akabinde 15-20 dk muhabbet ettik, reddedilmeyi hazmettim. (daha doğrusu öyle sandım)
eskisi kadar olmasa da görüşmeye devam ediyorduk. ortak arkadaşlarımın çoğu duymuştu ama kimse damarımıza basmıyor, ima dahi etmiyordu.
1 ay kadar sonra yine ortak arkadaş kaynayan bir ortama yanında sevgilisiyle geldi. birkaç günlük yeni sevgililermiş. hâl-hareketlerini gördükçe içim içimi kemirdi. kendimce öyle hin biri de değildim oysa.
hiçbir sıkıntı çıkarmadan, üzmeden, azalarak çıktım hayatlarından. sonra hep üzüldüm. emin değilim ama reddedildiğimde doğrudan iletişimi kesseydim daha az üzülürdüm galiba.
arkadaşlık düzeyinizi, eski muhabbetlerinizi bilmiyorum ama benimki gibiyse kesinlikle o yemeğe davet etmemeni, hatta ortak arkadaşlarını da tembihleyip yavaş yavaş o kızı hayatından çıkarmanı öneririm.
0
noodles
izlediğim iki dizi bunlar.hayvan gibi sevdim.üçüncü ekleyeceğim, sizce ne olmalı?game o. t. olmaz, preson break de olmaz. harici.
izlediğim iki dizi bunlar.
hayvan gibi sevdim.
üçüncü ekleyeceğim, sizce ne olmalı?
game o. t. olmaz, preson break de olmaz.
harici.
hayvan gibi sevdim.
üçüncü ekleyeceğim, sizce ne olmalı?
game o. t. olmaz, preson break de olmaz.
harici.
0
lost çok meşhur bir bak istersen ama her yerde spoiler olmadan hikaye açık seçik anlatılıyor.
walking dead var bir de...
walking dead var bir de...
0
shelock'un 3.sezonunu merakla bekleyen ve breaking bad'a yeni başlamış ve severek izleyen biri olarak, şuan bayılarak takip ettiğim ve son sezonunda olan Dexter'ı şiddetle öneriyorum...
0
elemantary(sherlock'un amerikan versiyonu, sherlock kadar iyi değil ama oyuncu sherlock'taki başrolün yakın arkadaşı, daha agresif, değişik bir bakış açısı)
spartacus
mentalist
spartacus
mentalist
0
Six feet under izlenebilecek en iyi dizi, adeta bi basyapit fakat bu iki diziyi seven mutlaka onu da sever diye onerilecek bi dizi degil. Herkes de sevemez zaten o tur dizileri. Ama essiz bi seydir.
Ben de Dexter diyorum.
Ben de Dexter diyorum.
0
Luther.
Sherlock gibi İngiliz dizisi zaten.
Sezon bası 6-4-4 bölüm var.
Begenecegini düşünüyorum.
Sherlock gibi İngiliz dizisi zaten.
Sezon bası 6-4-4 bölüm var.
Begenecegini düşünüyorum.
0
lady montana
vakti zamanında birine(x diyelim) onu sevdiğimi söyledim. reddetti.ama arada görüşmeye devam ettik. bi süre sonra ben bir daha olur mu gibilerinden konuştum yine reddetti. ama yine görüşmeye devam ettik arada.gel zaman git zaman benim başka bi sevgilim oldu. bu x facebook'ta ilişki durumumu görünce
vakti zamanında birine(x diyelim) onu sevdiğimi söyledim. reddetti.ama arada görüşmeye devam ettik. bi süre sonra ben bir daha olur mu gibilerinden konuştum yine reddetti. ama yine görüşmeye devam ettik arada.
gel zaman git zaman benim başka bi sevgilim oldu. bu x facebook'ta ilişki durumumu görünce bana uzuuun bi mesaj attı. sen benim kardeşimin arkadaşısın, arkadaşımın da kardeşisin.(ablamın okuldan arkadaşı kendisi)ötesi yok. mutluluklar vs. yazmıştı. sonra beni silip engelledi. ben de neden engelledin diye sordum cevap vermedi.
ilişkim de uzun sürmedi zaten.
yaklaşık bir sene sonra da babamın iş için başka şehire gittiğini annemle yalnız kaldığımızı öğrenmiş. beni geri ekleyip mesaj attı. bi ihtiyacımız olursa çekinme diye. bundan sonra yine görüşmeye başladık arada.
nasıl bi kafa ki bu?
gel zaman git zaman benim başka bi sevgilim oldu. bu x facebook'ta ilişki durumumu görünce bana uzuuun bi mesaj attı. sen benim kardeşimin arkadaşısın, arkadaşımın da kardeşisin.(ablamın okuldan arkadaşı kendisi)ötesi yok. mutluluklar vs. yazmıştı. sonra beni silip engelledi. ben de neden engelledin diye sordum cevap vermedi.
ilişkim de uzun sürmedi zaten.
yaklaşık bir sene sonra da babamın iş için başka şehire gittiğini annemle yalnız kaldığımızı öğrenmiş. beni geri ekleyip mesaj attı. bi ihtiyacımız olursa çekinme diye. bundan sonra yine görüşmeye başladık arada.
nasıl bi kafa ki bu?
0
cebimde birisi olsun kafası. sen cepteki elemansın. kaybetmek de istemiyor ama senle de olmayı düşünmüyor egosunu okşaman hoşuna gittiği için seni cepte tutuyor.
0
Ablanla aralarında bi şeyler geçmiş olabilir belki bu yüzden üstüne seninle de olmayı yakıştıramamıştır kendine çünkü senden çok kendine telkin etmiş gibi birlikte olamayacağınızı
0
